Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4260
Karar No: 2019/405
Karar Tarihi: 23.01.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/4260 Esas 2019/405 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2017/4260 E.  ,  2019/405 K.

    "İçtihat Metni"



    Davacı ... vek. Av. ... ile davalı .... vek. Av. ... arasındaki menfi tespit davası hakkında ...Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 11/05/2015 gün ve 2014/938 E. - 2015/320 K. sayılı hükmün davacı vekili, 05/08/2015 günlü ek kararın ise davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu
    - K A R A R -

    1-Davacı vekilinin temyizi yönünden; Mahkemece hüküm davacı vekiline 17/06/2015 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi, HUMK’un 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süreden sonra 04/09/2015 tarihinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01/06/1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden süresinden sonra yapılan davacı vekilinin asıl karara ilişkin temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
    2-Davalı vekilinin temyiz istemine gelince; Davalı şirket yargılama sırasında 14/04/2015 tarihinde ticaret sicilinden terkin edilerek tüzel kişiliği sona ermiştir. 07/06/2016 tarihinde Asliye Ticaret Mahkemesi’nce davalı şirketin ihyasına, terkin kararının iptaline, kararın tescil ve ilanına, karar verilmiş ancak tasfiye memuru atanmamıştır.
    Mahkemece karar ve temyiz dilekçesinin tebliğine ilişkin evrak davalı şirket adresine çıkartılmış ancak tebligat evrakına geçerli vekaleti bulunmayan vekilin ismi yazılmıştır. İhyasına karar verilen şirketi yönetim ve temsile tasfiye memurları yetkili olup, mahkemelerde ve dış ilişkide şirketi tasfiye memurları temsil eder. İhya edilen şirkete tasfiye memurunun atanması yasal zorunluluktur. Mahkemece ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanıp atanmadığı araştırılmaksızın şirket adresine yetkisiz vekilin ismi yazılarak yapılan tebligat geçersizdir. Şayet tasfiye memuru atanmamışsa davalı şirkete tasfiye memurunun atanması beklenerek yetkili tasfiye memurlarınca verilen, davalı vekili olarak 15/06/2015 tarihli dilekçe ile davalı şirket ile vekalet ilişkisinin devam ettiğini belirten ve davayı kabul eden Av. ... adına düzenlenmiş ve açıkça davayı kabul yetkisi içeren vekaletname örneği sunması için kesin mehil verilerek, yetkili tasfiye memurlarınca usulüne uygun verilmiş vekaletname örneği sunulduğu taktirde usule göre kabul şartlarının oluşup oluşmadığı da değerlendirilerek bir karar verilmesi, yetkisiz vekil Av. ... tarafından yukarıda belirtilen şekilde kabul yetkisini içeren vekaletname sunulmadığı takdirde ise yetkisiz vekil tarafından yapılan kabul ve temyiz istemi yerinde olmadığından istemin reddine karar verilmesi gerekir.


    SONUÇ:(1) nolu bentte belirtildiği üzere davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz isteminin süreden reddine, (2) nolu bentte belirtildiği üzere mahkemece verilen 05.08.2015 tarihli ek kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde ek kararı temyiz eden davacıya iadesine, 23/01/2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    (M)
    KARŞI OY YAZISI

    Davacı vekili, davacı hakkında....keşide yerli 01.04.2007 tanzim ve 01.04.2010 vade tarihli, 100.000,00 TL bedelli bir adet bono için ... İcra Müdürlüğü’nün 2010/19510 esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, bu bono üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığını, imza davacının olsa bile bononun sonradan doldurulduğunu iddia ederek davacının dava konusu bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı borçlunun iddialarının doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece 2014/938 esas ve 2015/320 karar sayılı ve 11.05.2015 tarihli kararla, davacının bonoda kendisine atfen atılan imzanın kendi eli ürünü olmadığı ve bonodan dolayı borçlu olmadığı yönündeki iddiasını ispat edemediği için davanın reddine ve davacının %40 tazminatla sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
    Bu karar davacı vekiline 17.06.2015, davalı vekiline 15.06.2015 tarihinde tebliğ olunmuştur.
    Mahkemece hüküm verilmesinden sonra, davalı vekili Av. ... tarafından 15.06.2015 tarihinde verilen dilekçe ile davayı kabul edildiği bildirilmiş ve hüküm kesinleşmeden davayı kabul ettiklerinden mahkemece bu beyana göre yeniden karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili Av. ... de bila tarihli dilekçesiyle davalı vekilinin kabul beyanını karşısında kendilerinin de davalıdan yargılama gideri ve vekâlet ücreti ile tazminat istemediklerini davalının bu kabul beyanı doğrultusunda huzurdaki davanın yeniden karara bağlanması talep edilmiştir.
    Dava dışı ... vekili Av. ... tarafından sunulan 22.06.2015 tarihli dilekçede ise davalı vekili tarafından yapılan kabul işleminin dava dışı ...’in işçilik alacaklarının tahsilini engellemek amacıyla yapıldığı, davalı şirketin sicilden terkin edilmesi sebebiyle kabul beyanının yok hükmünde olduğu ifade edilmiştir.
    Mahkemece 2014/938 esas ve 2015/320 karar sayılı ve 05.08.2015 tarihli ek kararla, davalı şirketin ticaret sicilden 14.04.2015 tarihinde terkin edildiğinin anlaşıldığı, ticari şirketlerin tüzel kişiliğinin sicilden terkin ile sona erdiği ve davalı vekilinin vekillik görevinin de terkin ile son bulduğu, tüzel kişiliği ortadan kalkmış bir şirket adına yapılan kabul beyanının bir geçerliliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davacı ve davalı vekillerinin kabul beyanı uyarınca davanın kabulüne karar verilmesi taleplerinin reddine karar verilmiştir.


    İş bu ek karar dava dışı ... vekiline 10.08.2015, davacı vekiline 14.08.2015 ve davalı vekiline 10.08.2015 tarihinde tebliğ edilmiş ve bu ek karar davalı vekili Av. ... tarafından verilen 19.08.2015 tarihli dilekçe ile temyiz edilmiştir.
    Bu arada davacı vekili de 04.09.2015 tarihli dilekçesi ile mahkemece verilen 11.05.2015 tarihli ve davanın reddine dair verilen ilk karar temyiz edilmiştir.
    Bu gelişmeler üzerine, ilk derece mahkemesince, dosya davacı vekilinin ilk karara ve davalı vekilinin ek karara yönelik temyiz taleplerinin değerlendirilmesi için Dairemize gönderilmiştir.
    Dairemizin 2015/16092 esas ve 2016/6437 karar sayılı ve 12.04.2016 sayılı kararı ile davalı şirketin yargılama sırasında 14.04.2015 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiği, temyiz incelemesi yapılabilmesi için davanın taraflarına hüküm tebliğinin gerektiği, bu sebeple davacı vekiline davalı şirketin ihyası için süre verilip, ihya gerçekleştirildiği takdirde davalı şirkete gerekçeli karar, davacı vekilinin temyiz başvuru dilekçesi, mahkemenin ek kararlarının tebliğ edilerek yasal bekleme süresinden sonra gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
    Geri çevirme kararından sonra yerel mahkemece, davalı şirketin ihyasına ilişkin ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1132 esas ve 2016/275 karar sayılı ve 07.04.2016 tarihli sayılı kesinleşmiş ilamı eklenerek dosya yeniden Dairemize gönderilmiştir.
    Bu kere Dairemizin 2016/16435 esas ve 2017/4301 karar sayılı ve29.05.2017 tarihli kararı ile davalı ....’nin 07.04.2016 tarihinde ihya edilmek suretiyle yeniden ticaret siciline kaydedildiği, önceki geri çevirme kararında bahsedildiği şekilde terkin ile önceki vekâletin sona ereceği, kararın ihya edilen davalı şirketin sicil adresine tebliğ edilerek temyiz süresi beklendikten sonra dosyanın Dairemize gönderilmesi için yerel mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
    Bunun üzerine yerel mahkemece mahkemenin ilk kararı, ek kararı ve davacı vekilinin temyiz dilekçesi davalı şirketin ticaret sicilindeki adresine 21.07.2017 tarihinde tebliğ edilmiştir.
    Bu sırada ihya kararı sonrasında dosyaya davalı şirket adına yeni bir vekâletname sunamamış olan Av. ... verdiği 08.09.2017 tarihli dilekçe ile davalı şirketin temyiz incelemesi ve davanın esası ile ilgili olarak beyanda bulunabilmesi için davalı şirkete yönetim organı tayin edilmesi hususunda yasal müracaatları yapması konusunda süre verilmesine, esastan yapılacak inceleme sonunda davalı ...Ş."nin tüzel kişiliğinin ticaret sicil müdürlüğünün re’sen terkin işlemi ile sona ermediğinin, tüzel kişiliğinin devam ettiğinin tespitine, bu nedenle vekâlet ilişkisinin devam ettiğinin kabul edilerek temyiz başvurularının kabulü ile davalı şirket talimatı ile verilmiş davayı kabul beyanı doğrultusunda davanın kabul ile karar altına alınmasına, yerel mahkemece verilen usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasına karar verilmesini isteyen bir beyan dilekçesi vermiştir.
    Bu dilekçe vekâletnamesi olmayan bir avukat tarafından verilmiş ve önceki beyanları tekrarlayan yeni bir beyan dilekçesinden ibarettir.
    Bu itibarla davalı vekilinin temyizinin de davaya vekalet ehliyeti yokluğundan reddi gerektiği görüşünde olduğumdan saygıdeğer çoğunluğun davalı vekilinin temyiziyle verdiği bozma kararına muhalifim.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle belirttiğim şekilde inceleme yapılıp karar verilmesi gerektiğini düşündüğümden saygıdeğer çoğunluğun yazılı yekildeki bozma kararına muhalifim. 23.01.2019



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi