1. Hukuk Dairesi 2014/22364 E. , 2017/3182 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar bir kısım davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, maliki oldukları 101 ada 148 ve 139 parsel sayılı taşınmazlara davalının yol yapmak suretiyle müdahalede bulunduğunu, bu müdahale nedeniyle arazi içerisinde bulunan evlerinin heyelan tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını, evin temellerinin zarar görmeye başladığını, müdahalenin dozerle yol açmak suretiyle devam ettiğini, yol çalışmasının durdurulmasına yönelik olarak ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/7 D.iş dosyası ile tedbir kararına hükmedildiğini belirterek davalı tarafından yapılan müdahalenin men"ine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı muhtar olması nedeniyle kendisine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 101 ada 148 parselde asıl dava davacısı Emine, 101 ada 139 parselde birleşen dava davacısı Salih’in malik oldukları, davalının yol yapım çalışmaları sırasında taşınmazların bulunduğu Demirciler Köyü muhtarı olduğu, Kürtün Kaymakamlığı’nın 2010/2 sayılı dosyasında davalının yol yapımı sırasında vatandaşların rızasını aldığı ancak taşınmazlar kamulaştırılmadan yol yapıldığı, davacı ...’nin şikayeti üzerine; davalı hakkında görevi ihmal suçundan soruşturma izni verildiği, ... Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda davalının, Ekim 2008 tarihinde usulüne uygun köy ihtiyar kurulu kararı ile kaymakamlık oluru olmadan ve Kamulaştırma Kanunu hükümlerine riayet etmeksizin köy yolu yapımı çalışmalarına başladığı, bu kapsamda davacının kendi taşınmazının batı tarafından yol geçmesine sözlü olarak rıza göstermesine rağmen, davacının talebine de aykırı olarak su kaynağı çıkan taşınmazının doğu tarafından yol geçirdiği, davacıya her hangi bir bedel ödemediği, usulsüz yol geçirme eylemi nedeniyle davacının mağduriyetine sebebiyet verdiği, üzerine atılı görevi kötüye kullanma suçunu işlediği belirtilerek TCK"nun 257/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; el atma olgusu haksız bir eylem olup, Türk Medeni Kanununun 683. maddesi hükmünden kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarının haksız fiil kimin tarafından gerçekleştirilmiş ise, ona karşı açılacağı, başka bir ifade ile husumetin 6100 sayılı HMK. nun 50. (1086 sayılı HUMK.’nun 38.) maddesi hükmü uyarınca eylemi yapan kişiye yöneltilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
Somut olayda davacılar asıl ve birleşen davada davalı ...’e husumet yönelterek taşınmazlara yol yapmak suretiyle müdahale ettiği gerekçesi ile eldeki davayı açmışlardır. Davalı ise yol ve yol şeridiyle bir ilgisinin olmadığını, kendisinin muhtar olması nedeniyle İl Özel İdare Müdürlüğünden yol talebinde bulunduğunu, yolun önce etüdünün yapıldığını, ardından Orman İşletme Müdürlüğünden gerekli izin alındıktan sonra yine Özel İdarenin araç ve gereçleriyle yol etüd istikametinde yol yapımına başlandığını, etüd çalışmalarında kendisinin bulunmadığını iddia etmiş, mahkemece davalının savunmasındakli iddiaları yönünden yeterli araştırma yapılarak yolun İl Özel İdare ile birlikte yapılıp yapılmadığı hususu açıklığa kavuşturulmamıştır.
Hâl böyle olunca; İl Özel İdare tarafından yolun açılıp açılmadığı, buna ilişkin yapılmış plan, proje, etüt çalışması vs. bulunup bulunmadığı, yol çalışmasının ne şekilde başlatıldığı açıkça saptanarak ve ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/92 Esas saylı dosyası ile Kürtün Kaymakamlığı’nın soruşturmaya izin kararı birlikte değerlendirilmek suretiyle davalıya husumet yöneltilip yönetilemeyeceği belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Davacılar vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.