3. Hukuk Dairesi 2017/14846 E. , 2018/11245 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı şirket ile 01/04/2007 tarihinde kira sözleşmesi imzaladıklarını, kiracının kira bedellerinin zamanında yatırmayıp sürekli aksamalar sebep olduğunu, davalı kiracı şirket ve kefil hakkında ... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/8009 E. Sayılı dosyası ile ödenmeyen kira bedellerinin tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalıların icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek davalıların ... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/8009 E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalıların %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne dair verilen karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 01.03.2016 tarih ve 2015/4016 E. 2016/1514 K sayılı ilamı ile; ""...... Davalı borçlu kefil ..."in temyiz itirazlarına gelince; takibe ve dosyaya dayanak yapılan 01.04.2007 başlangıç tarihli sözleşme 1 yıl süreli olup davalı ... bu sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzalamıştır. Dairemizin benimsediği Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 24.05.2006 tarih ve 2006/6-346 E, 2006/300 Karar sayılı ilamından anlaşıldığı üzere kira süresinin, TBK 347. maddesi gereğince uzadığı hallerde, uzayan kira süresi bakımından kefilin sorumluluğunun devam edebilmesi için; kefilin sorumluluğunun uzayan dönem için devam edeceğinin sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olması yanında kefilin uzayan dönemdeki sorumluluğunun azami hangi süreyle ve hangi miktarla sınırlı olacağının sözleşmede açıkça gösterilmiş olması da şarttır. 01.04.2007 tarihli kira sözleşmesinde kefaletin süresi ve miktarı belirtilmediğinden kefilin sorumluluğu 01.04.2008 tarihinde başlayan dönemde sona ermiştir. Bu durumda kefil hakkındaki istemin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir."" gerekçesi ile davalı kefil yönünden bozulmuştur.
Mahkemece; bozmaya uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda; davanın kiracı şirket yönünden kabulüne, davalı kefil ... yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davalı kefil ... vekili tarafından vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Somut olayda mahkemece davalı kefil yararına hükmedilen vekalet ücretinin davacıdan alınmasına karar verilmesi gerekirken, vekalet ücretinin diğer davalıdan alınarak davacıya verilmesi doğru değildir.
Ancak, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından; hükmün, HUMK"nun 438/7, C2 hükmü ve 6100 sayılı HMK 370/2 ek 3/1 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının davalı kefil bakımından kurulan bendinden "Davalı kefil ... için avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 10.889,62 TL nispi vekalet ücretinin davalı ...Özel Eğitim LTD. ŞTİ"den alınarak davacı tarafa ödenmesine" kısmının çıkarılmasına ve yerine "Davalı kefil ... için avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 10.889,62 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.