3. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/5254 Karar No: 2018/11243 Karar Tarihi: 08.11.2018
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/5254 Esas 2018/11243 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2017/5254 E. , 2018/11243 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; damadı olan davalının, davaya konu taşınmazın zemin katını haksız yere işgal ettiğini, kira bedeli de ödemediğini ileri sürerek davalının taşınmaza haksız müdahalesinin önlenmesi ve 11 aylık kira bedeli 3.300 TL nin tahsilini istemiştir. Davalı; taşınmazda kiracı olmadığını, eşiyle taşınmazın üst katında otururken aralarında devam eden boşanma davası nedeniyle alt katı kısmen kullandığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile davalının taşınmazdan tahliyesine ve 3.300 TL nin tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4.maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu"na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK"dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir. 6100 sayılı HMK"nun 26/1. maddesine göre "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." Dava, davalının çekişme konusu taşınmazı fuzulen işgal ettiğinden bahisle açıldığına ve taraflar arasında kira ilişkisi olmadığının sabit olduğu anlaşılmasına göre; anılan isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 2/1. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görevinde bulunduğu kuşkusuzdur. Bu nedenle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın esasının incelenmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.