21. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/25359 Karar No: 2015/11316 Karar Tarihi: 20.05.2015
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/25359 Esas 2015/11316 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararı, Hukuk Mahkemesi tarafından verilmiştir ve HMK'nın 321. maddesinin 2. fıkrasına göre, kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme, hükme ilişkin tüm unsurların yer aldığı kısa bir karar tefhim edildiği durumlarda temyiz süresinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacağına dikkat çekmiştir. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. Bununla birlikte, tarafların kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, gerekçeli kararın her durumda taraflara tebliği gerektiği vurgulanmıştır. Kararda, 5521 sayılı Kanun'un 8. maddesi de belirtilerek, temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal” olarak anlaşılması
21. Hukuk Dairesi 2014/25359 E. , 2015/11316 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir). Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal” olarak anlaşılması zorunludur. Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veya gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanması mümkün olduğundan, gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir. Davanın tümden kabulü ya da reddi söz konusu olsa bile tarafların kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, bu gibi durumlarda bile gerekçeli kararın yöntemince taraflara tebliği zorunludur. Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda; 1-Davacı ve davalı vekillerine gerekçeli karar tebliğ edilmiş ise, tebliğ mazbatasının eklenerek, tebligat yapılmamış ise gerekçeli kararın davacı ve davalı vekillerine yöntemince tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten sonra ve gerektiğinde Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanununun 432 ve 433. maddelerindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere, 2-Dosya içeriğinde davacı ve davalı vekillerinin temyiz dilekçelerine rastlanılmadığı gibi UYAP sisteminde dilekçelerin taranmamış olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin temyiz itirazlarını belirtir dilekçelerinin eklendikten sonra gönderilmek üzere, Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.