Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/439 Esas 2017/3170 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/439
Karar No: 2017/3170

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/439 Esas 2017/3170 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/439 E.  ,  2017/3170 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-

    Dava, elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
    Davacı, maliki olduğu 835 parsel sayılı taşınmazına komşu 836 parsel malikinin kanal yapmak ve sürüp ekmek sureti ile müdahalede bulunduğunu, sözlü uyarılarına rağmen tecavüzün devam ettiğini ileri sürerek haksız elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, kendisine uyarı yapılmadığını, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, kayma veya müdahale varsa da geçmişe dayalı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının maliki olduğu 835 parsel nolu taşınmaz içerisinde, keşif sonucu belirlemeye göre 2 metre genişliğinde ve 2 kilometre uzunluğunda kanal bulunduğu, ayrıca C harfiyle ve kırmızı renkte gösterilen alanın da yol olduğu anlaşılmaktadır. Davacı kanalın davalı tarafından açıldığını ve kullanıldığını ileri sürmekte, davalı ise kanalın çok uzun zamandır davacıya ait taşınmazı içerisinde olduğunu ve bu şekilde kullanıldığını belirtmiştir.
    Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunu"nun 683.maddesi gereğince bir şeye malik olan kimse,hukuk düzeninin sınırları içerisinde,o şey üzerinde dilediği gibi kullanma,yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.Malik,malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.
    Mahallinde yapılan keşifte sözü edilen kanal ve yolun varlığı saptanmış ise de çekişme konusu kanalın resmi bir proje dahilinde yapılıp yapılmadığı, davalı tarafından açılıp açılmadığı, ayrıca yol ve kanalın davalı tarafça kullanılıp kullanılmadığı açıkça ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmemiştir.
    Hal böyle olunca, mahallinde yeniden keşif yapılarak söz konusu kanal ve yolun durumu ve kim tarafından kullanıldığı saptanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla yetinilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    Davalı vekilinin temyiz itirazı bu yönüyle yerindedir. Kabulüyle,hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 05.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.