10. Hukuk Dairesi 2018/96 E. , 2018/6323 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : 25. İş Mahkemesi
Dava, murisi eşinin yurtdışında geçen sürelerini Türk vatandaşlığına bakılmaksızın borçlanabileceğinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İstem
Davacı, talep tarihinde Türk vatandaşı olmasa da, Türk vatandaşı olan murisi eşinin borçlanmaya esas sürelerini 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanabileceğinin tespitini istemiştir.
II-Cevap
Davalı Kurum vekili, Kurum işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davacının davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
III-Mahkeme Kararı
A-İlk Derece Mahkeme Kararı
Her ne kadar, 3201 sayılı Kanunun uygulama yönetmeliğinde, borçlanma tarihinde de Türk vatandaşı olunması gerektiği belirtilmiş ise de; gerek, 12/06/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 28. maddesinde; gerekse önceki 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 29. maddesindeki yasal düzenlemeye yer verilerek, doğumla Türk vatandaşı olup da, İçişleri Bakanlığından vatandaşlıktan çıkma izni alanların, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı tutulmuş olup; anılan kişilerin bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tâbi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecekleri belirtilmiştir. Açıklanan kanun maddeleri, açıkça, çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerin kazanılmış haklarının korunacağını belirtmektedir.
Kanun açıkça çıkma izni almak suretiyle Türk Vatandaşlığını kaybeden kişilerin kazanılmış haklarının korunacağını ifade etmektedir.
Bu nedenlerle Davacının müteveffa eşinin hizmet sürelerini borçlanma talebi bulunduğunda müteveffanın çalışmanın geçtiği dönemde sigortalı ile vatandaşlık ilişkisinin arandığı hususu değerlendirildiğinde davacının Türk Vatandaşlığını hiç kaybetmediği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilerek Müteveffa eş ...nun Yurtdışı borçlanma talebine reddeden işleminin hukuka aykırı olduğunun tespiti ile aksine kurum işleminin iptaline dair karar verilmiştir.
İstinaf Sebepleri:
Davalı vekili, istinaf yolu ile mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
B-Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 25.10.2017 günlü ilamı ile ..."nun SGK sicil dosyasında yapılan incelemelere göre Alman Rant sigorta girişinin 16/02/1971 olduğu görülmüş olup, nüfus kayıtlarından yapılan incelemede 24/06/1988 tarihinin ölüm tarihi olduğu görülmüştür.
Davacı eş ... ise 10.03.2001 tarihinde izinle Türk vatandaşlığından çıkmıştır.
11.09.2014 gün ve 29116 sayılı (mükerrer) Resmi Gazetede yayımlanarak bu tarihte yürürlüğe giren 10.09.2014 gün ve 6552 sayılı Kanun"un 28"inci maddesi ile değiştirilen 3201 sayılı Kanun"un 1"inci maddesinde yer alan açık düzenleme ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.04.2010 gün ve 2010/10-2010 E., 2010/240 K. sayılı kararı, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 03.11.2016 gün ve 2015/17413 E., 2016/13354 K. sayılı kararı, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 12.05.2016 gün ve 2016/7103 E. 2016/8512 K. sayılı emsal kararlarda belirtildiği üzere; Türk vatandaşlığından izinle çıkan davacının, Türk vatandaşlığını hiç kaybetmeyen eşinin yurtdışında çalışarak geçirdiği süreleri 3201 sayılı yasa gereğince borçlanabileceğine ilişkin mahkemenin hukuki ve vakıa değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
IV-Temyiz Eden:
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
V-Temyiz Nedenleri:
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen karar, davalı vekili tarafından, davacı hakkında Kurumca yapılan işlemlerin doğru ve yerinde olduğu gerekçeleri ile temyiz edilmiştir.
V-İlgili Hukuk Kuralları ve Esasın İncelemesi
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c. maddesinde, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiği açıklanmıştır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesinde ise:
“(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2)Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Eldeki davada, İlk derece Mahkemesince verilen kararın infazda tereddüt yaratacak şekilde verildiği belirgin olup, bu husus, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılması ile ... 25. İş Mahkemesinin 04.04.2017 tarihli hükmünün, ilk fıkrasının tamamen silinmesi ile yerine “Davanın kabulü ile aksi Kurum işleminin iptaline, davacının talep tarihinde kendisi Türk vatandaşı olmasa da, murisi eşinin borçlanmaya esas sürelerini 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanabileceğinin tespitine,” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren Ankara 25. İş Mahkemesi"ne gönderilmesine, 03.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.