11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/5749 Karar No: 2017/9276 Karar Tarihi: 25.12.2017
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/5749 Esas 2017/9276 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2017/5749 E. , 2017/9276 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayini mahkemeye ait olduğundan, suça konu çek aslı incelenmek sureti ile özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, unsurlarının tam olup olmadığı, aldatma niteliğinin ne şekilde oluştuğunun karar yerinde tartışılması ve belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosya içerisine konulması gerektiğinin gözetilmemesi, 2-UYAP üzerinden yapılan sorgulamada, sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan benzer nitelikteki fiili nedeniyle mahkûmiyetine karar verilmiş ve henüz kesinleşmeyen kamu davası bulunduğunun anlaşılması karşısında; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarih ve 2013/11-397-2014/202 sayılı kararında açıklandığı üzere, belgede sahtecilik suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu ve fiil tarihleri de dikkate alınarak, hukuki kesintinin iddianame tarihinde oluşacağı gözetilip sanığın eylemlerinin ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı kişiye karşı birden fazla işlenmesi suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi ile mükerrer yargılama ve cezalandırılmanın önlenmesi bakımından sanık hakkındaki İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/124 Esas-2014/149 Karar sayılı dava dosyası getirtilip incelenerek mümkünse birleştirilmeleri, değilse bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örneklerinin dosya içerisine konulması, zincirleme suç ilişkisi içindeki eylemlerden bazılarının kesinleşmiş mahkumiyet hükmüne konu olmasının diğer eylemlerin dava konusu yapılmasına engel olmayacağı, bu bağlamda sonradan sübutu kabul edilen eylem nedeniyle münhasıran önceki cezada zincirleme suç hükümlerinin uygulanması nedeniyle ortaya çıkacak olan ilave cezaya hükmolunabileceği dikkate alınarak, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırmayla hüküm kurulması, 3-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.