12. Ceza Dairesi Esas No: 2019/12725 Karar No: 2019/10255 Karar Tarihi: 15.10.2019
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/12725 Esas 2019/10255 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan yargılanmıştır. Milas 4. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 89/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500 TL para cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Ancak, sanığın eşi ve tanıklar tarafından yapılan beyanlar ile delil toplanmadan karar verilmesi nedeniyle Yargıtay Dairesi'nce karar bozulmuştur. Ayrıca, mağdurun kırık olması nedeniyle cezanın artırılması gerektiği belirtilmiştir. Kanunlar ise şu şekildedir: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 89/1, 62 ve 52/2. maddeleri, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi.
12. Ceza Dairesi 2019/12725 E. , 2019/10255 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Milas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/01/2019 tarihli ve 2018/159 esas, 2019/142 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. Dosya kapsamına göre, olay tarihinde sanığın kendisine ait ... plakalı araç ile yaya olarak yolda yürümekte olan mağdur ..."a çarparak yaralanmasına neden olmasına ilişkin olarak yapılan yargılama sonucunda sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş ise de; sanığın ve tanık olarak ifadesine başvurulan eşi ..."ın alınan beyanlarında anılan tarihte sanığın söz konusu aracı hiç kullanmadığı için anılan eylemin sanık tarafından gerçekleştirilmesinin imkansız olduğunu beyan etmeleri, mağdurun ve olayla ilgili tanık olarak ifadelerine başvurulan tanıklar ..., ... , ..., ...ve ...l"ün kazaya karışan araç sürücüsünün 30 yaşlarında erkek bir şahıs olduğunu belirtmelerine rağmen sanığın olay tarihinde 57 yaşında olması ve olayın aydınlatılmasına yönelik herhangi bir teşhis, kaza tespit tutanağı, keşif, bilirkişi raporu, HTS kaydı, kamera kaydı vs. delil toplanmaksızın karar verildiğinin anlaşılması karşısında, öncelikle mağdura ve tanıklara usulüne uygun teşhis işlemi yaptırılması, olay tarihinde sanığın nerede olduğunun tespitine ilişkin baz sinyal bilgilerinin temin edilmesi, olay yerini ve anılan aracın olay tarihindeki geçiş güzergahını tespite yarar kamera kayıtlarının araştırılması ile kusur durumlarının tespitine ilişkin olarak olay mahallinde keşif icra edilerek bilirkişi raporu aldırılmasından sonra yapılacak inceleme sonucuna göre sanığın hukukî durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde, kabule göre de; mağdurun olay nedeniyle kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı kabul edildiği halde, cezasından 5237 sayılı Kanunun 89/2-b maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 05/07/2019 gün ve 94660652-105-48-7798-2019-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.07.2019 gün ve 2019/73395 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla; Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Olağanüstü kanun yolu olan ve öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozmanın amacı hakim veya mahkeme tarafından verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlıklar ve esasa etkili usul yanılgılarının toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesini sağlamaktır. Kanun yararına bozma yoluna istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle bu kanun yolu dar kapsamlı olup her türlü hukuka aykırılığın öne sürülüp incelenmesine elverişli bir denetim yolu değildir. Kesin hüküm otoritesini ortadan kaldırdığından ancak hükme etkili ve başka türlü giderilmesi imkanı olmayan hukuka aykırılıkların varlığı halinde istisnai bir çare olarak kullanılabilir. Bu açıklamalar ışığında somut olayda kanun yararına bozulması talep edilen hususların ancak şartları varsa yargılamanın yenilenmesine konu olabileceği, kanun yararına bozma ile çözümünün mümkün olmadığı anlaşıldığından, Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarname bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, Milas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/01/2019 tarih, 2018/159 esas ve 2019/142 sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma talebinin CMK"nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.