Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/6160
Karar No: 2021/906
Karar Tarihi: 01.02.2021

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/6160 Esas 2021/906 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2020/6160 E.  ,  2021/906 K.

    "İçtihat Metni"



    Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 22/10/2020 tarih ve 2020/7566 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 11/11/2020 tarih ve KYB-2020/99238 sayılı ihbarname ile;
    Mühür bozma suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 203, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/07/2010 tarihli ve 2009/490 esas, 2010/418 sayılı kararının itiraz edilmeden 22/10/2010 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde 25/02/2012 tarihinde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinden bahisle yapılan ihbar üzerine, hakkındaki hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 203, 62/1 ve 52/2 maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/04/2015 tarihli ve 2014/804 esas, 2015/202 sayılı kararının "sanığın yokluğunda verilen Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/07/2010 tarihli kararı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre 15/10/2010 tarihinde sanığa tebliğ edilerek kesinleştirilmiş ise de, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 2008/694 esas, 2011/16563 sayılı ilamında belirtildiği üzere, "...ayrıca aynı Kanunun 35.maddesinin uygulanabilmesi için gerekli ön koşul olan kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre daha önce yapılmış bir tebliğ işleminin bulunması veya tebliğ yapılmamış ise 35.maddenin son fıkrasında gösterilen ayrıksı durumlardan birinin oluşmasının gerekli olması karşısında, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 01.12.2004 gün ve 2004/20415-12070 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, Tebligat Kanununun 35/son ve Tebligat Tüzüğünün 55/son maddeleri uyarınca "Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, taraflar arasında yapılan, imzası resmi merciler önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen adresler ile kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, ticaret sicillerine ve esnaf ve sanatkarlar sicillerine verilen en son adreslerdeki değişiklikler hakkında da bu madde hükümleri uygulanır." şeklindeki düzenlemeye nazaran, söz konusu yasa hükmü uyarınca, daha önce adli mercilerce ve usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligat bulunmasa bile, imzası resmi merciler önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen yada anılan kurum ve kuruluşlara bildirilen adreslerdeki değişikliklerin bildirilmemesi durumunda da, Tebligat Kanununun 35.maddesindeki hükümlerin uygulanacağı, dolayısıyla daha önce adli mercilerce usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligat bulunmasa bile, belirtilen nitelikteki sözleşmelerde yer alan veya söz konusu kurum ve kuruluşlar tarafından bildirilen adrese, mahkemece, önce bu adresin değişip değişmediğinin bilinememesi nedeniyle anılan Yasanın 35.maddesi dışındaki maddeler uyarınca tebligat çıkarılması ve tebligatın yapılamayarak, tebligat memurunca sanığın adresinin değiştiğinin belirlenmesi ve Tebligat Tüzüğünün 55/2. maddesi yollamasıyla 28.maddesinde belirtilen usule uygun olarak yapacağı araştırma sonucunda yeni adresinin de tespit edilememesi durumunda, tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese (bilinen en son adrese) ait binanın kapısına asılması gerekeceği ve kapıya asma tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı, bu tebligattan sonraki tebligatların da, adresinin halen bilinmemesi durumunda kapıya asma usulüyle yapılacağı, Tebligat Tüzüğünün 28. maddesi uyarınca, tebliğ memurunun adreste bulunmama nedenini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti kurulu veya meclis üyeleri, zabıta amir ve memurlarından araştırarak, beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekeceği, adres araştırmasına ilişkin söz konusu imzalı açıklamanın tebliğ tutanağında yer almasının, zorunlu şekil şartı olup; belirtilen usule uygun olarak araştırma yapılmaması ve bu nedenle mahkemece, en son bilinen bu adresten sanığın ayrıldığının ve yeni adresinin tespit edilemediğinin kolluk görevlileri aracılığı ile de belirlenmemesi durumunda, Tebligat Kanununun 35.maddesinde belirtilen şekilde tebliğ evrakının kapıya asılması suretiyle tebligat yapılmasının mümkün bulunmaması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın tebliğinin geçerli olmadığı cihetle,..." şeklindeki açıklamalar dikkate alındığında, tebliğ memurunun adreste bulunmama nedenini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti kurulu veya meclis üyeleri, zabıta amir ve memurlarından araştırarak, beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekeceği, adres araştırmasına ilişkin söz konusu imzalı açıklamanın tebliğ tutanağında yer almasının, zorunlu şekil şartı olup; belirtilen usule uygun olarak araştırma yapılmaması ve bu nedenle mahkemece, en son bilinen bu adresten sanığın ayrıldığının ve yeni adresinin tespit edilemediğinin kolluk görevlileri aracılığı ile de belirlenmemesi durumunda, Tebligat Kanununun 35.maddesinde belirtilen şekilde tebliğ evrakının kapıya asılması suretiyle tebligat yapılması gerektiği, buna göre yapılan tebliğin usulsüz olduğu ve kararın kesinleşmediği anlaşılmış olup,
    Bu açıklamalar ışığında, somut olayda, sanığın yokluğunda verilen Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/07/2010 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 22/10/2010 tarihinde kesinleştirildiği anlaşılmakta ise de, anılan kararın tebliğ işleminin yukarıda alınan gerekçe dikkate alındığında geçersiz olması karşısında; esasen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmediği ve denetim süresinin başlamadığı, dolayısıyla denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediği gerekçesiyle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanamayacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde sanığın mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
    Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    İncelenen dosya içeriğine göre; sanık ... hakkında Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/07/2010 tarihli 2009/490 Esas ve 2010/418 Karar sayılı ilamı ile “mühür bozma” suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, gerekçeli karara ilişkin tebligatın sorguda beyan edilen adrese gönderildiği, tebligatın iade edilmesi üzerine aynı adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu‘nun 35. maddesine göre tebligat yapıldığı, ancak bu adrese daha önce adli mercilerce usulüne uygun bir tebligat yapılmamış olması nedeniyle tebliğ işlemi usulsüz olduğundan, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmediği ve denetim süresinin de başlamadığı, dolayısıyla denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlendiği gerekçesiyle hükmün açıklanamayacağı anlaşılmakla; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 08/04/2015 tarihli 2014/804 Esas ve 2015/202 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 01/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi