2. Hukuk Dairesi 2015/2848 E. , 2015/3200 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Adana 6. Aile Mahkemesi
TARİHİ :30.12.2013
NUMARASI :Esas no:2013/200 Karar no:2013/1208
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından tamamına yönelik olarak, davacı tarafından ise kusur belirlemesi, kendi tazminat taleplerinin reddi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir
2-Mahkemece, davalı (kadın) yararına 600.00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; davalının Adana Seyhan ve Çukurova"da olmak üzere iki evinin bulunduğu, bu evlerden birinden 900.00 TL. kira gelirinin mevcut olduğu, ayrıca otomobilinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu mali durum karşısında takdir edilen nafaka çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
3-Davalı, cevap ve ikinci cevap dilekçesinde tazminat istemediği halde, layihalar teatisi sona erdikten sonra, 16.05.2013 tarihli dilekçesi ile 100.000,00 TL maddi ve 150.000,00 TL manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili ise, 17.05.2013 tarihli duruşmada aynı istemleri tekrarlamış olup, davacı tarafın açık muvafakatı bulunmamaktadır.
Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan birinin mazeretsiz olarak gelmemesi durumunda, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia ve savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK md. 141/1). Davalının layihalar teatisinden sonraki aşamada maddi ve manevi tazminat talebinde bulunması savunmanın genişletilmesi niteliğindedir. Davalı tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi olmadığı gibi; davacının, talebin genişletilmesine açık muvafakatı da bulunmamaktadır. O halde; davalının bu talepleri hakkında "karar verilmesine yer olmadığına kararı" verilecek yerde, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. Bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 123.60 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere üçüncü bentte oyçokluğuyla diğer yönlerden oybirliğiyle karar verildi. 02.03.2015 (Pzt)
KARŞI OY YAZISI
Boşanmaya bağlı, boşanmanın eki (fer’isi) niteliğinde olan maddi ve manevi tazminat, iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi kapsamında değildir. Dolayısıyla bu talepler "iddia ve savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi" yasağına takılmaksızın ve herhangi bir harca tabi olmaksızın boşanma davasında tahkikat sona erinceye kadar yazılı veya sözlü olarak ileri sürülebilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bu talepleri, iddia ve savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi kapsamına dahil eden bir düzenleme getirmemiştir. Bu Yasanın, 1086 sayılı Yasadan bu alanda ayrıldığı nokta, iddia ve savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağının başlamasını, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesine kadar öteye taşımış olmasıdır. (HMK. m. 141) O bakımdan, yerel mahkemenin bu taleplerin esasını karara bağlamasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Tazminatların miktarlarına ilişkin temyiz itirazları incelenmelidir. Bu sebeple sayın çoğunluğun, bu talepleri “iddia ve savunma kapsamında” kabul eden görüşüne ve bu yönde tesis ettiği yukarıda üçüncü bentte gösterilen bozma sebebine katılamıyorum.