Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı Girişim Varlık Yönetim A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili aleyhine İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2008/16247 Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapıldığını, takibe dayanak senet üzerindeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin davalılara takip konusu bonodan kaynaklanan hiçbir borcunun bulunmadığını ileri sürerek, davalılara borçlu olmadığının tespitine, takibe konu bononun iptaline ve davalıların %40"tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Temlik alan davalı Girişim Varlık Yönetim A.Ş. vekili, müvekkilinin davaya konu senedin son hamili olup iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, senedi icraya koymada ağır kusuru ve ihmalinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı T.. B.."a dava dilekçesi ve duruşma günü ilanen tebliğ edilmiş olup; davalı cevap vermemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; davacıya atfedilen borcun kaynağı olan senedin davalılarca ibraz edilmemesi karşısında davacı aleyhine yapılan takibin dayanağının kalmayacağı, ayrıca aslı var olmayan bir senetten dolayı davacının sahtelik iddiası karşısında davacının borçlu olduğunun kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2008/16247 esas sayılı takibin iptaline, davalıların %40 oranında kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmiş, hüküm davalı Girişim Varlık Yönetim A.Ş. vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Borçlu aleyhine takip başlatan alacaklının İİK 72/5 maddesi gereğince kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için haksız olmasının yanısıra kötü niyetli olması da şarttır. Davalı şirket bahsi geçen senede ciro yoluyla hamil olup ilişkinin doğrudan tarafı olmadığı gibi senet üzerinde imza incelemesi yapılamadığı da dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda davalı senet hamiline karşı kötü niyet tazminatına hükmedilmemesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile tazminata karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Girişim Varlık Yönetim A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen gerekçe ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.