Resmi belgede sahtecilik - başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/4423 Esas 2017/9260 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/4423
Karar No: 2017/9260
Karar Tarihi: 25.12.2017

Resmi belgede sahtecilik - başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/4423 Esas 2017/9260 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2017/4423 E.  ,  2017/9260 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    I-Sanık hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, TCK"nın 58/7. maddesi gereğince mükerrirler hakkındaki infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmemesi isabetsizliği, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen "resmi belgede sahtecilik" suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
    II-Sanık hakkında “başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
    1-TCK"nın 268. maddesinde tanımlanan başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması, TCK"nın 267/1. maddesinde tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir. Somut olayda; kolluk görevlilerince yapılan rutin kontrol sırasında, hakkında başka suçlardan yakalama kararı bulunan sanığın, görevlilere suça konu üzerinde kendisine ait fotoğraf bulunan, müşteki ... adına düzenlenmiş sürücü belgesini ibraz etmesi, yakalama tutanağı içeriğine göre, tutanağın sanığın gerçek kimlik bilgilerine göre düzenlenmesi ve tüm soruşturma işlemlerinin gerçek kimlik bilgilerine göre yapıldığının anlaşılması karşısında; sanığın kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemediği, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullandığı gerçek kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği cihetle; 5237 sayılı TCK"nın 268. maddesinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
    2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken, 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 25.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.