1. Hukuk Dairesi 2017/791 E. , 2017/3153 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl davada davalı /birleştirilen davada davacı ... vekili tarafından birleşen dava yönünden, asıl davada davacı/birleştirilen davada davalı ... mirasçıları ve tereke temsilcisi vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl davada davacı ... ve ölümü ile tereke temsilcisi, 38855 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 207/2039 payın ... vekili davalı ... tarafından 07/12/2007 tarihli vekaletnamenin kötüye kullanılması suretiyle,19/12/2007 tarihinde satış suretiyle diğer davalı ...’e devredildiğini, davalı ...’ın da taşınmazı alırken durumu bildiği ve iyiniyetli olmadığını, son kayıt maliki birleştirilen dava davalısı ...’ın, şufa hakkını kullanması üzerine çekişme konusu taşınmaz payının adı geçen adına tescil edildiğini ileri sürerek davalı ... ile yapılan anlaşma uyarınca verilmesi gereken iki daire bedeli olarak şimdilik 55.000-TL’nin, olmadığı taktirde ıslahla birlikte 124.200-TL arsa bedelinin ve 15.000-TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Asıl davada davalı ...; vekaletnamedeki satış yetkisine göre davalı ... tarafından yapılan satışın gerçek olduğunu, diğer davalı ile birlikte hareket etmediğini, davacı ile davalı ... arasındaki sözleşmeyi bilmediğini, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, davalı ... ise bir savunma getirmemiştir.
Birleştirilen dava davacısı ..., kendisine yapılan pay satışının geçersiz olması nedeniyle satışın iptali ile davacı ... mirasçıları adına tesciline, açılan şufa davası sonucu kendisine ödenen 12.500-TL şufa bedelinin de davalı ...’e iadesine, ödediği 82.800-TL satış bedelinin davalı ...’dan tahsiline çekişme konusu pay için büyükşehir belediyesine ödenen 15.850 TL. arsa tahsis bedelinin de mirasbırakan ... mirasçılarından tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleştirilen dava davalısı ..., vekaletnamedeki satış yetkisini kullanarak taşınmazı 12.500-Tl bedelle ..."a sattığını, paydaş ....’a karşı şufa davası açarak çekişme konusu payı adına tescil ettirdiğini, birleştirilen davanın haksız olduğunu, işlemin tarafı olan...’ın muvazaa olgusuna dayanarak kendisinden 82.800-Tl isteyemeyeceğini, bu iddiasını şufa davasında ileri sürmeyerek düşük bedel üzerinden şufa hakkı tanımasına sebebiyet verdiği için sonuçlarına da katlanmak zorunda olduğunu belirterek birleştirilen davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen dava davalısı ..., zamanaşımı definde bulunarak, birleştirilen dosya davacısı ... ile aralarında görülen şufa davasının kesin hüküm teşkil ettiğini, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen davanın bir kısım davalıları ... mirasçıları; kendilerinden bedel istemeyeceğini aralarında yapılan bir araştırma olmadığını, taleplerin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Birleştirilen dava davalısı ... babaannesi ...’dan hile ile alınan vekaletname ile taşınmazın çok düşük bedelle ...’a, şufa davası sonucunda da ...’e muvazaalı şekilde devrinin sağlandığını, satış işlemlerinin iptali ile asıl malikleri ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesinin hakkaniyetli olacağını belirterek tescil istemini kabul ettiği savunmasında bulunmuştur.
Asıl davada davalı ...’ın vekalet görevini kötüye kullandığı, diğer davalı ...’ın da kötüniyetli olduğu gerekçesiyle her iki davalı yönünden davanın kabulüne dair verilen karar Dairece “ her iki davalı arasında el ve işbirliği olup olmadığının tespit edilmesi için davalı ...’ın tanıklarının dinlenilmesi, ...’ın açmış olduğu ... 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/232 esas sayılı dosyasının birleştirilmesi hususunun değerlendirilmesi, temyiz aşamasında ileri sürülen ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2012/102477 soruşturma sayılı dosyasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davada davalı ... hakkındaki davanın iyiniyetli olduğu gerekçesiyle reddine, davalı vekil ... hakkında vekaletin kötüye kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 124,200 TL maddi tazminatın 19/12/2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline, manevi tazminat isteminin ise reddine, birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Asıl davada hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Asıl davada davacı ... mirasçılarının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan asıl davaya ilişkin hükmün ONANMASINA,
Birleştirilen davada davacı ...’in birleştirilen dava yönünden temyiz itirazlarına gelince;
Birleştirilen davada davalılar ... ve ... mirasçılarına yönelik temyiz isteğinin REDDİNE,
Birleştirilen davada davalı ...’a yönelik temyiz isteğinin kabulü ile asıl davada bozma öncesi davalı ... hakkında verilen kabul kararı ve birleştirilen davada davacı ... tarafından davalı ...’a çekişme konusu taşınmazın satışı karşılığında 82.800-TL ödendiğine dair imzası kabul edilen 19.12.2007 tarihli sözleşme başlıklı belge de gözetilerek bu bedelden, birleştirilen davada davalı ve son kayıt maliki .. tarafından açılan şufa davası sonucu davacı ...’a ödenenen 12.500-Tl şufa bedelinin mahsup edilerek bakiye bedelin davalı ...’dan tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Birleştirilen davada davacı ...’in temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün birleştirilen dava yönünden (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.