Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/1430
Karar No: 2019/220
Karar Tarihi: 28.02.2019

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/1430 Esas 2019/220 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/1430 E.  ,  2019/220 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Taraflar arasında birleştirilerek görülen “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Konya 2. İş Mahkemesince maddi tazminat talebinin kabulüne ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen 14.03.2013 tarih ve 2010/693 E., 2013/195 K sayılı karar davalı ... Magnezyum Tuğla San. A.Ş. vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 03.04.2014 tarih ve 2014/853 E., 2014/4731 K. sayılı kararı ile;
    "…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı ... Magnezyum Tuğla San. A.Ş."nin tüm temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacının temyiz nedenlerine gelince;
    Dava, iş kazası sonucu 13.01.2007 tarihinde sürekli iş göreremezliğe uğrayan davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile 36.400.00.- TL manevi tazminatın kaza tarihinden yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
    % 52 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının, iş kazasında % 30 ve davalı ... Magnezyum Tuğla San. A.Ş."nin % 40, davalı Öz Avcı Madencilik A.Ş"nin ise % 30 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, sigortalının maluliyet oranı, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
    Bu ilkeler ve özellikle davacının maluliyet oranı gözetildiğinde davacı yararına hükmedilen 36.400.00.- TL manevi tazminat azdır.
    3- Her ne kadar mahkeme kararında harca hükmedilirken, ilam harcından eksik peşin harç düşülmüş ise de, bozma üzerine yapılacak yargılama sonrasında harç yeniden hesaplanacağından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır..."
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Asıl ve birleşen dava, iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Asıl davada davacı vekili, müvekkili ..."ın Konya Selçuklu Krom Mağ. Tuğla San. A.Ş"ye ait işyerinde taşeron olarak faaliyet gösteren diğer davalı şirket nezdinde işçi olarak çalıştığı sırada iş kazası geçirerek malul kaldığını, olayın tamamen davalı işverenlerin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tedbirlerini almaması ve istihdam ettiği işçileri yeteri kadar denetlememesi sonucu ağır kusurlu olmaları nedeniyle meydana geldiğini ileri sürerek fazlaya dair talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 500,00TL"nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, maddi tazminat talebini 21.01.2013 tarihli dilekçe ile 52.200.24TL olarak ıslah etmiştir.
    Birleşen dosyada davacı vekili, müvekkilinin iş kazası sonucu malul kalmasından dolayı fazlaya dair talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 150.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir
    Davalılar vekili; davacının cevher hazırlama işinde bakımcı olarak görev yaptığını, kazanın meydana gelmesinde tüm kusurun davacıda olduğunu, kazalının kaza tarihinden sonra maluliyet kararı verilmemesi nedeni ile 26.08.2010 tarihine kadar hafif işlerde çalıştığını, 15.09.2010 tarihinde bu davayı açtığını, manevi tazminat talebinin de zamanaşımına uğradığını belirterek davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Yerel Mahkemece, bilirkişi raporunda davalı ... AŞ"nin % 40, Öz Avcı Madencilik A.Ş"nin % 30, işçinin kusur oranının ise % 30 olarak belirlendiği, davacının maluliyet oranının %52 olduğunun bildirildiği, davacı yararına 52.200,24TL maddi tazminatın ve 36.400,00TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
    Taraf vekillerinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık kısmında açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece, bozma kararında belirtilen tüm ölçütler dikkate alınarak hükmedilen manevi tazminatın makul olduğu, mahkemece bozmaya uyularak 36.400,00TL yerine 36.401,00TL"ye hükmedilse dahi hükmün bozulabileceği, bu nedenle olayı gören, tarafların durumunu yaşayan, bizzat yargılamayı yapan mahkemece usulüne uygun manevi tazminat takdir edildiği, miktarın az veya fazla olduğu kanaatinde olan Yargıtay tarafından kararın düzelterek onanabileceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararını davacı vekili temyize getirmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından iş kazası nedeniyle kolunu kaybeden davacı lehine hükmedilen 36.400,00TL manevi tazminat miktarının az olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları zarar, fiil, fiil ile zarar arasında illiyet bağı ve fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir.
    Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun (BK) 47. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m.56 ) maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak tazminatın takdirinde etkili olabileceği, 22.6.1966 tarih ve 1966/7 E., 1966/7 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hâl ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Yine BK"nın 47. maddesi hükmüne göre hâkimin özel hâlleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı aslında ne tazminat ne de cezadır, çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir yaptırım da değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O hâlde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut durumda elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
    Manevi tazminat duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkân nisbetinde iadesini amaçladığından, hâkim, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak manevi tazminat miktarını tespit etmelidir.
    Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir (HGK 28.05.2003 tarih ve 2003/21-368 E.,2013/355 K.; 23.06.2004 tarih, 2004/13-291 E., 2004/370 K. ve 19.06.2013 tarih ve 2013/21-20 E., 2013/868 K.).
    Somut olayın incelenmesinde, 2007 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle hükme esas alınan kusur raporuna göre asıl işveren Konya Selçuklu Krom Mag.Tuğla San.A.Ş %40 (yüzde kırk) oranında kusurlu olduğu, Öz-Avcı Madencilik Nak. İhr. İth. San.Tic. A.Ş."nin %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu, sigortalının ise % 30 kusurunun bulunduğu belirtilmiş olup, iş kazası sonucu kolunu kaybeden sigortalıya %52 oranında sürekli iş göremezlik gelirinin bağlandığı, iş kazasının meydana geldiği tarih ve bu tarihteki paranın alım gücü ile iş göremezlik derecesi dikkate alındığında davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğu anlaşılmaktadır.
    Bu nedenle Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup direnme kararı bozulmalıdır.
    S O N U Ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 28.02.2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi