1. Ceza Dairesi 2014/3223 E. , 2015/910 K.
"İçtihat Metni" Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : İştirak halinde bir suçu gizlemek için öldürme ve bu suça yardım, kasten öldürmeye teşebbüs, nitelikli yağma, kasten yaralama, suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve bu örgüte üye olma, suç işlemek için kurulan örgüte yardım, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, hırsızlık, 6136 sayılı Yasaya muhalefet.
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-a- Sanık .."in, mağdur .."a karşı, sanık ..’in mağdur .."a karşı yağma suçlarından kurulan beraat, sanıklar .., .. ve .. hakkında suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olma ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle düşmesine ilişkin kararları temyizde hukuki yararları bulunmadığından, bu sanıklar müdafiilerinin beraat kararlarının gerekçesine de yönelik olmadığı anlaşılan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
b- Sanıklar .., .., .., .., .., .. ve .. müdafiilerinin temyiz dilekçelerinin içeriğine göre mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminde bulundukları, bu sanıklar hakkında verilen beraat, düşme kararlarına ilişkin temyiz isteminde bulunmadıkları anlaşılmakla, inceleme mahkumiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
2- Sanıklar .., .., .., .. ve .."un, mağdur .. yakınlarından para almak amacıyla kaçırıp, 49 gün iradesi dışında bir evde alıkoydukları, eylemlerinin 765 sayılı TCK.nun 499. maddesinin birinci cümlesinde düzenlenen suçu oluşturduğu, paranın alınmış olması halinde aynı maddenin ikinci cümlesi ile uygulama yapılması gerektiği, mağdurun kaçırılıp, alıkonulması ve para istenmesi ile birinci cümledeki suçun tamamlandığı, teşebbüs hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı gözetilmeden, 765 sayılı TCK.nun 61. maddesi ile indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini ve bu maddenin aynı kanunun 522. maddesinden önce uygulanması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
3- Sanıklar ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olmak suçundan kurulan hükümler yönünden yapılan incelemede;
4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu’nun 1. madde son cümlesinde örgüt üyesi olmak suçuna öngörülen cezanın üst sınırına göre, müsnet suçun 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104 maddeleri uyarınca 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımı süresini kesen son işlem olan 31.03.2005 tarihinden itibaren yeniden işlemeye başlayan asli zamanaşımı süresinin hüküm tarihinden önce dolmuş bulunduğu ve sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarının bu itibarla yerinde olduğu görülmekle, hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, ancak bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2 ve CMK.nun 223/8 maddeleri uyarınca ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
4- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar ..., ... ve ..."ın maktül ..’ı öldürme, mağdurlar .., .. ve .."ye karşı yağma, mağdur .."e karşı yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, sanıklar .., ..’un, mağdur .."a, sanık .."ın mağdurlar .. ve .."a karşı yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, sanık ...’un suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma, sanıklar ... ve ...’ın, mağdur ...’ye karşı yağma, sanıklar ..., ... ve ..."un 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçlarının niteliği tayin, cezayı azaltıcı takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde düzeltme nedeni dışında isabetsizlik görülmediğinden, sanık .. müdafiinin sübuta, sanık .. müdafiilerinin temyiz dilekçesi ve duruşmalı incelemede öldürme suçunda meşru savunma koşullarının varlığına, yağma suçlarının sübut bulmadığına, mağdurlar .. ve ..’e karşı sadece kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ceza verilmesine, mağdur .. karşı yağma suçunda 5237 sayılı TCK.nu hükümlerinin uygulanması gerektiğine, ceza miktarına, sanık ... müdafiinin sübuta, delillerin takdirinde hata edildiğine, sanık ... müdafiinin sübuta, sanık ... ve müdafiinin sübuta, delillerin takdirinde hata edildiğine, sanık ... müdafiinin sübuta, cezanın alt sınırdan belirlenmesi gerektiğine vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle; sanıklar ..., ... ve ...’ın, mağdurlar .. ve ..’e karşı nitelikli yağma, sanık ..’ın mağdur ..’e karşı nitelikli yağma suçlarında, sanıkların, mağdurlara karşı eylemlerini gerçekleştirdikleri sırada kendilerini tanınmayacak bir hale sokmadıkları anlaşılmakla, temel ceza belirlendiği sırada 5237 sayılı TCK.nun 149. madde 1. fıkra (b) bendi hükmünün uygulanamayacağının gözetilmemesi, davada kendisini vekaletnameli vekille temsil ettiren, katılan .. lehine vekalet ücretine hükmedildiği sırada, bu mağdura yönelik
eylemi bulunmayan sanıklar ... ve ...’ın da vekalet ücretinden sorumlu tutulmaları yasaya aykırı ise de, bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, sanıklar .., .. ve ..’ın, mağdurlar .. ve ..’e karşı nitelikli yağma, sanık ...’ın mağdur ..’e karşı yağma suçlarından kurulan hükümlerin bulunduğu bölümdeki "5237 sayılı TCK.nun 149/1-a,b,c,d,g,h" ibaresinin "5237 sayılı TCK.nun 149/1-a,c,d,g,h" olarak, vekalet ücreti ile ilgili bölümün "Katılan ... davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 2400.TL maktu vekalet ücretinin sanıklar ..., ..., ... ve ...’dan eşit olarak alınarak kendisine verilmesine" şeklinde değiştirilmesine karar verilmek suretiyle CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak DÜZELTİLEN, ceza miktarı itibariyle kısmen re’sen de temyize tabi bulunan hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
5-a- Sanık ... hakkında mağdur ..’a karşı nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümler yönünden yapılan incelemede;
CMK.nun 225/1 maddesinde yer alan "hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir" şeklindeki düzenleme uyarınca somut olay değerlendirildiğinde;
Mağdur ..’a karşı gerçekleştirilen eylem ile ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 06.08.2008 tarih ve 668 iddia nolu iddianamede; sanıklar .., .., .. ve .. hakkında yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından cezalandırılmaları istemi ile kamu davası açıldığı, iddianamenin başlık kısmında ..’ın ismi yazılı olmadığı gibi anlatım bölümünde de, bu sanığın mağdura yönelik herhangi bir eyleminden bahsedilmediği anlaşılmakla, bu suçlardan usulüne uygun şekilde açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle CMK.nun 225 maddesine aykırı davranılması,
b- Kabule göre; yağma suçunda, sanık ve arkadaşlarının mağdura karşı eylemlerini gerçekleştirdikleri sırada kendilerini tanınmayacak bir hale sokmadıkları, bu nedenle olayda 5237 sayılı TCK.nun 149. madde 1.fıkra (b) bendi hükmünün uygulanamayacağının gözetilmemesi,
6- Sanık .. hakkında mağdurlar .. ve ..’ı kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan hükümler yönünden yapılan incelemede;
a- Gerekçede "maktülün vücudundaki mermi giriş deliklerinin vücudun arka kısmında olduğu ve bunun da öldürülen .. ile ..’ın arkalarını dönüp araca giderken kendisine atış yapıldığını gösterdiği ve ilk ateşin sanıklar.. ve ...’dan geldiği" kabul edilerek yasal savunmanın tarif edildiği ve olay sırasında sanık ..’in kendisinin ve yanında bulunan arkadaşı maktül ..’in yaşam haklarına yönelik saldırı karşısında silahla saldırıda bulunanlara karşılık vermek zorunda kaldığı kabul edilmesine rağmen TCK.nun 25/1 ve CMK.nun 223/2-d maddeleri uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına ve beraatine karar verilmesi yerine yazılı şekilde her iki mağdura karşı öldürmeye teşebbüs suçlarından mahkumiyetine karar verilmesi suretiyle çelişki oluşturulması,
b- Kabule göre; Sanığın, mağdurlara doğru silahla beş el ateş ettiği ancak bu atışların mağdurlara isabet etmediği, mağdurlarda herhangi bir yaralanma meydana gelmediği anlaşılmakla; teşebbüs nedeniyle 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören TCK.nun 35. maddesi ile uygulama yapıldığı sırada meydana gelen tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak alt ve üst sınırlar arasında olaya uygun makul bir ceza yerine en üst sınırdan uygulama yapılması suretiyle sanık hakkında fazla cezalar tayini,
Yasaya aykırı ve sanıklar .. ve .. müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, sanıklar hakkında kurulan hükümlerin kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 24/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
24/02/2015 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ... huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık .. müdafii ..."ın yokluğunda 26/02/2015 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.