12. Ceza Dairesi Esas No: 2019/11679 Karar No: 2019/10226 Karar Tarihi: 15.10.2019
Taksirle öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/11679 Esas 2019/10226 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, taksirle öldürme suçundan mahkumiyet kararını temyiz etti. Temyiz süresi yanlış bilgilendirme nedeniyle 15 gün olarak hesaplandı ve sanık müdafii temyiz dilekçesini zamanında sundu. Ancak kararda, sanık hakkında TCK'nın 50. maddesinde belirtilen seçenek yaptırımların (adli para cezasına çevrilme, tedbirlerin uygulanması vb.) uygulanmamasına karar verildiği ve hak yoksunluğuna hükmedildiği belirtildi. Bu karar, TCK'nın ilgili maddelerine aykırı olduğu için bozuldu. Kanun maddeleri: TCK 85/1 (taksirle öldürme), TCK 62 (cezanın ertelenmesi, çevrilmesi, güvenlik tedbirleri), TCK 53/1 (hak yoksunluğunun uygulanma alanı), TCK 50/4 (hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi).
12. Ceza Dairesi 2019/11679 E. , 2019/10226 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle öldürme Hüküm : TCK’ nın 85/1, 62, 53/1-2,3. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: 05/08/2017 tarihinde yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanunun 21. maddesiyle yapılan değişiklik uyarınca 5271 sayılı CMK’nın 291/1. maddesinde yedi gün olarak belirtilen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği, ancak Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtaydan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK"nın 305-326. maddeleri uygulanmakta olup temyiz süresinin bir hafta olduğu, ancak sanık müdafiine tefhim edilen kararın, temyiz süresinin tefhimden tarihinden itibaren 15 gün olduğu belirtilerek yanıltmaya neden olunduğunun anlaşılması karşısında kararı 20.05.2019 havale tarihli temyiz dilekçesi ile temyiz eden sanık müdafiinin temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin ceza miktarına, sanık müdafiinin, illiyet bağının kesildiğine, sanığa ceza verilmemesi gerektiğine, ceza miktarına, beraat kararı verilmesi gerektiğine, bilirkişi raporlarının hakkaniyete aykırı karara dayanak teşkil ettiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak ; 1- CMK"nın ""Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar"" başlıklı 230. maddesinin 1-d bendinde ""Cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanakların gerekçede gösterilmesi gerektiği düzenlemesine yer verilmiş olmasına rağmen, somut olayda asli kusurlu ve sabıkasız olan bulunan sanık hakkında, TCK"nın 50. maddesindeki seçenek yaptırımların sanık hakkında uygulanıp uygulanmaması hususunun kararda tartışılırken TCK’nın 50/4. maddesindeki “Taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezası uzun süreli de olsa diğer koşulların varlığı halinde adli para cezasına çevrilebilir” hükmüne rağmen " Sanık hakkında kısa süreli olmayan hapis cezası öngörülmekle; CEZASININ TCK.NIN 50.MADDESİNDE ÖNGÖRÜLEN SEÇENEK YAPTIRIMLARA ÇEVRİLMESİNE KANUNEN YER OLMADIĞINA,” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile TCK’nın 50. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi, 2-TCK"nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarının taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden taksirle yaralama suçundan hüküm kurulurken anılan madde ile sanık hakkında hak yoksunluğuna hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA; 15.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.