11. Hukuk Dairesi 2015/14552 E. , 2017/2105 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/06/2015 tarih ve 2015/102-2015/272 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle davalı tarafından 01.03.2002 vade tarihli kambiyo senedinin düzenlenerek davacıya verildiğini, senedin vadesinin üzerinden uzun bir müddet geçmesine rağmen ödenmediğini, kambiyo senetlerine özgü takip yapıldığını, bu dosya üzerinden davalının taşınmazının haczedildiğini ve satış aşamasına geçildiğini ancak davalının her türlü itiraz yolu ile takibi uzattığını, ... İcra Hukuk Mahkemesi"nde davalının zamanaşımı iddiasıyla takibin iptali davası açtığını, takibin iptaline karar verildiğini, anılan kararın henüz kesinleşmediğini, kambiyo senetlerine özgü 3 senelik zamanaşımı süresi dolduğundan sözleşmeden doğan sorumluluk nedeniyle 10 yıllık zamanaşımı içerisinde alacaklarının tahsili için bu davayı açtıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak senetten kaynaklanan 9.000.00 TL alacaklarının vade tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, takip dosyasının birkaç kez yenilendiğini, davacı tarafın bu dosya üzerinden müvekkiline ait taşınmazın satışını istediğini, zamanaşımı nedeniyle takibin iptali davası açtıklarını, davalarının kabul edildiğini, takibin zamanaşımı nedeniyle iptal edildiğini, bu kez davacının alacak davası açtığını, bu yaptığının kanuna karşı hile olduğunu, ortada derdest bir takip bulunmadığını, Borçlar Kanununda belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresinin de dolduğunu savunarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, takibin dayanağı olan bononun üç yıllık zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle dava tarihi itibariyle kambiyo senedi vasfını yitirmiş olduğu, davacının alacağını 6762 sayılı TTK"nın 644. (6102 sayılı TTK"nın 732.maddesi) maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme yolu ile talepte bulunma hakkına sahip olduğu, zamanaşımı süresinin bitiminden sonra başlayan 6762 sayılı TTK"nın 644. maddesindeki 1 yıllık sürenin de dolmasından sonra davanın açıldığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, satım sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle satım sözleşmesi nedeniyle düzenlenen bononun üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir. Ancak davacı taraf, davalının keşideci, kendisinin lehtar olduğu bononun satım sözleşmesi nedeniyle düzenlendiğini, aralarındaki bu sözleşme gereğince alacaklı olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Bu durumda taraflar arasındaki temel ilişki esas alınarak, zamanaşımı süresinin ne olduğu ve bu sürenin dolup dolmadığı hususu değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.