Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/9240
Karar No: 2014/2498
Karar Tarihi: 02.04.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/9240 Esas 2014/2498 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2013/9240 E.  ,  2014/2498 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 26/09/2013
    NUMARASI : 2010/308-2013/473

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkili kooperatifin üyesi olan davalının, kendisine ait 3 adet dairenin aidatları ile dairelerin dış cephe mantolaması ve kombi masrafları için gerekli ödemeleri yapmadığını, bu kapsamda 7.669,00 TL asıl alacak, 4.407,26 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.076,26 TL"nin tahsili amacıyla girişilen icra takibine karşı haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, davaya ticaret mahkemesinde bakılması gerektiğini, davacıya borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalının, kooperatif genel kurul kararları ile belirlenen aidatlar ile dış cephe mantolama ve çeşitli tamir işleri için gerekli masrafların bir kısmını ödemediği, ilgili genel kurul kararlarının iptali için dava açmadığı, bu kapsamda davacı kooperatife 5.921,00 TL asıl alacak ve 3.429,43 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 9.350,43 TL borcu bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline, takibin 9.350,43 TL üzerinden devamına, asıl alacağın %40 oranındaki icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı temyiz etmiştir.
    1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2) Dava, aidat, mantolama ve çeşitli kooperatif giderlerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli incelemeye dayanmadığından hüküm kurmaya elverişli değildir.
    Bilirkişi raporunda, 15.01.2006 tarihinden 15.05.2008 tarihine kadar aidat alacağı, 15.06.2005 tarihinden 15.01.2010 tarihine kadar aidat ve mantolama alacağı hesaplanmış, son olarak bulunan rakama dış pimaş, balkon, kalebodur, altyapı elektrik, hat çekme, proje, PTT telefon hattı çekme giderleri eklenerek, toplam asıl alacak ve işlemiş faiz hesaplanmıştır. 15.06.2008 ile 15.01.2010 tarihleri arasında aidat ve mantolama giderlerinden kaynaklı alacak beraber hesaplanmış ise de, bu döneme ilişkin oluşturulan listede belirtilen rakamların ne kadarının aidat ne kadarının mantolama gideri alacağı olduğu, rapor ekinde ayrı bir hesap dökümü bulunmadığından denetlenememektedir. Ayrıca, bilirkişi raporunda, kooperatif tarafından alacak detayı ile ilgili olarak kooperatif yetkilisi tarafından sunulduğu belirtilen listede, 7.000,00 TL tutarındaki mantolama giderinin 3.500,00 TL"sinin yüklenici şirket tarafından üstlenildiği, davalıdan sadece 1 daire için 3.500,00 TL mantolama gideri talep edildiği belirtilmesine rağmen, raporun 4. sayfasında yine 2 daire için mantolama bedeli hesaplanması ve bu alacağa da aidat alacağı için belirlenen %3,5 oranı üzerinden faiz yürütülmesi hatalı olmuştur. Öte yandan, takip talepnamesinde her yılın sonunda, 12 Aralık gününden takip tarihine kadar faiz talep edilmiş olduğu halde, aidat borcu ödenmeyen her ayın sonundan takip tarihine kadar faiz yürütülmesi ve hesaplamaya esas alınan % 3,5 faiz oranının 26.07.2009 tarihli genel kurulda kararlaştırılmış olmasına rağmen, kooperatif genel kurulları ile daha önceki yıllarda faiz oranı konusunda bir karar alınıp alınmadığı araştırılmaksızın, 2006, 2007 ve 2008 aidatları için de % 3,5 oranı üzerinden faiz hesabı yapılması da isabetsiz olmuştur.
    Diğer taraftan, mahkemece karar verilmeden önce 01.07.2012 tarihinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde aynen "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76"ncı, faize ilişkin 88"nci, temerrüt faizine ilişkin 120"nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138"nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
    Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi"nin 23/1. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
    Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK’nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK’nun 117. ) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK" nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun" un 2/1. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak temerrüt faizi oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadırlar.
    Somut olayda, dava konusu aidat miktarı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
    Bu durumda, mahkemece, öncelikle davacı kooperatiften takip talepnamesindeki istek kalemleri ile ilgili olarak ayrıntılı açıklama alındıktan sonra, 2005 yılından önceki genel kurul tutanakları davacı kooperatiften ya da ilgili ticaret sicil memurluğundan getirtilerek, işlemiş temerrüt faizi oranı bakımından karar tarihinden önce yürürlüğe giren TBK"nın anılan hükümleri de somut olay bakımından değerlendirilerek, kooperatif uygulamaları ve mali hesap konularında uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile inceleme yapılması, ödenmeyen aidat borçları, mantolama giderleri ve diğer masraflar ile ilgili genel kurullarda belirlenen faiz oranları tespit edilip, faiz konusunda bir karar alınmamış ise talep edilen alacaklara faiz yürütülmemesi gerektiği de gözönünde bulundurularak, yukarıda açıklanan ilkeler, takip talepnamesi, davacının istek kalemlerine ilişkin açıklaması ile 10.09.2007 tarihli yönetim kurulu kararı dikkate alınarak, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi