7. Hukuk Dairesi 2016/1003 E. , 2016/3528 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı Bakanlık vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1.Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı Bakanlığın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2.Davacı vekili, işverence haklı neden gösterilmeksizin davacının iş akdine son verildiğini belirterek kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının şirket elemanı olduğunu, davalı bakanlığın işçisi olmadığını, bu nedenle müvekkilinin husumeti bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya içeriği ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının hizmet süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı davalı Bakanlığa bağlı işyerlerinde çalıştığını beyan etmiştir. Bilirkişi tarafından davacının kesintisiz çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ancak davacının hizmet cetvelinin incelenmesinde, çalışma bildiriminin olmadığı günler görülmektedir. Mahkemece bu kesintilerin nedeni ne tanıklardan ne de davacıdan sorulmuştur. Davacının bu dönemlerde işyerinde fiili çalışmasının olup olmadığı davacıdan ve tanıklardan sorulup, davacının davalı işyerindeki çalışmalarının kesintili olup olmadığı araştırılarak, davacının kıdem süresi belirlenip alacakların bu süreye göre hesaplanması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Taraflar arasında, işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
4857 sayılı Kanundan daha önce yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasada ücret alacaklarıyla ilgili olarak özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediği halde, 4857 sayılı İş Kanunun 32/8 maddesinde, işçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak bu Kanundan önce tazminat niteliğinde olmayan, ücret niteliği ağır basan işçilik alacaklar, Borçlar Kanununun 126/1 maddesi (6098 Sayılı TBK 147) uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabidir.
Somut olayda, davalının süresinde zamanaşımı savunmasında bulunduğu görülmüştür. Dava tarihi 19.3.2015 olup dava tarihinden geriye 5 yıl gidildiğinde 19.3.2010 tarihinden önceki döneme ait zamanaşımına uğrayan fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacağı bulunmasına rağmen bilirkişinin 19.3.2009 tarihinden itibaren bu alacaklar için yaptığı hesaba itibar ederek mahkemece karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
O halde davalı Bakanlık vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, 17.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.