23. Hukuk Dairesi 2013/8978 E. , 2014/2496 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Didim(Yenihisar) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/09/2013
NUMARASI : 2013/263-2013/354
Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların müvekkili kooperatifin eski dönem yöneticileri olduğunu, genel kuruldan alınan yetki doğrultusunda davalıların 30.04.1997 yılında gayrimenkul satın aldıklarını, ancak nakit paranın yeterli olmaması üzerine kooperatif üyeleri adına kredi alındığını ve dava dışı müteahhit N. Ü.."a ödeme yapıldığını, müteahhidin eksik iş yapmasına rağmen, ek protokol yapıldığını, ancak protokolde eksik işlerin nasıl yapılacağı hususunda hüküm bulunmadığını, bu sırada dava dışı müteahhidin temlik alacaklısı olan dava dışı N. S.."nin müvekkili hakkında takibe geçtiğini, bu borcun kapatılması için de bir kısım davalılar adına kredi kullanıldığını ve borcun kapatıldığını, bankadan çekilen krediler için dava dışı banka tarafından takibe geçildiğini ve davalıların müvekkilini zarara uğrattıklarını, bu hususun müfettiş raporlarında da tespit edildiğini ileri sürerek, müvekkilinin uğradığı zararın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı N.. Ü.. vekili, davanın zamanaşımı nedeniyle ve esastan reddini istemiş, davalı Ş.. Ş.. vekili de, müvekkilinin 1998 tarihinde yönetime geldiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalıların davacı kooperatifi zarara uğratmadıkları gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine, Dairemizin 09.02.2012 tarih ve 2011/5010 E., 2012/856 K. sayılı ilamıyla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, davalılar lehine tek nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, ayrı ayrı maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı belirtilerek davalılar lehine bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın reddi ile 12.729,58 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar N.. Ü.. ve Ş.. Ş.."a ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Konusu belli bir değer ile ölçülebilen davalarda 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 28/a maddesi hükmünce karar ve ilam harçlarının 1/4"ü peşin olarak alınır. Yine aynı yasa eki (1) Sayılı Tarifeye göre davanın reddi halinde maktu red harcına hükmedilir. Anılan Yasa"nın 31. maddesi ise "Peşin alınan karar ve ilam harcı işin hitamında, ödenmesi gerekenden fazla olduğu anlaşılırsa fazlalık istek üzerine geri verilir" hükmünü içermektedir. Eldeki davada
davacı, dava dilekçesinde harca esas değeri 137.994,00 TL göstermek ve Harçlar Yasasında öngörülen 1.891,30 TL peşin harcı da yatırmak suretiyle talepte bulunmuştur. Yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiğine göre peşin harçtan 24,30 TL maktu red harcının mahsubundan sonra fazla yatırılan harcın iadesine karar verilmesi gerekirken, hatalı hesaplama sonucu bulunan bakiye harç miktarının davacıdan tahsiline karar verilmiş olması doğru olmamış ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilmesi suretiyle onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 4. paragrafı hükümden tamamen çıkarılarak, yerine " Alınması gereken 24,30 TL maktu harcın peşin yatırılan harçtan mahsubu ile bakiye 1.867,00 TL"nin istek halinde davacıya iadesine" ibaresinin yazılmasına ve kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.