11. Hukuk Dairesi 2015/14012 E. , 2017/2097 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/06/2015 tarih ve 2015/80-2015/239 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; ... İcra Müdürlüğü"nün 2015/91 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili;davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; incelenen tüm dosya kapsamına göre;... İcra Müdürlüğü"nün 2015/91 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, ... İcra Müdürlüğü"nün 2015/91 Esas sayılı dosyasında asıl alacak olan 35.411,00 TL"nin % 20"si oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- HMK’nın 297. maddesinde hükümlerin kapsamı düzenlenmektedir. Maddenin gerekçeye ilişkin olan 1. fıkrasının c bendi uyarınca, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler hükümde bulunacaktır. Öte yandan, 298. maddenin 3. fıkrası ise, hükümde gerekçeye ve varsa karşı oya da yer verilmesini öngörmektedir.
Öte yandan, Anayasa"nın 141/3. maddesinde mahkeme kararların gerekçeli olması gerektiği düzenlenmiş, yine HMK"nın 27. maddesinde ise yargılamaya hakim olan ilkelerden biri olarak “hukuki dinlenilme hakkı” düzenlenmiştir. Maddenin 2. fıkrasının c bendinde, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirme yapması ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi bu hakkın unsurlarından biri olarak yer almaktadır.
Tüm bu yasal hükümlerden de anlaşılacağı üzere, gerekçe, bir hükmün olmazsa olmaz unsurudur. Taraflar, ancak, kararlara konulması gereken gerekçe sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedenlere dayandırıldığını anlayabilirler. Bu yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Ayrıca, karar aleyhine kanun yoluna başvurulması halinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı ancak gerekçe taşıması halinde incelenebilir.
Bu açıklamalardan sonra, temyize konu mahkeme kararına bakıldığında, kararın gerekçe bölümünde, tarafların talep sonucuna kısaca yer verildikten sonra itirazın iptali davalarında uygulanması gereken yasal hükümlere değinildiği ve sonuçta herhangi bir tartışma-değerlendirme yapılmaksızın tüm dosya kapsamına göre davanın kabulüne karar verildiğinin belirtilmesi ile yetinildiği görülmüştür. Bu durumda, yerel mahkeme kararının yukardaki anayasa ve yasa kurallarına uygun bir gerekçe taşıdığından ve dolayısıyla kararın hüküm niteliğinde olduğundan söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle kararın öncelikle bu nedenden bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.