23. Hukuk Dairesi 2013/8429 E. , 2014/2493 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kars 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2013
NUMARASI : 2010/226-2013/112
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı, S.S. ... Görevlileri Konut Yapı Kooperatifi"nin 146 A sayılı üyelik hissesini dava dışı İ.. T.."tan devraldığını, bu hisseye tekabül eden arsa üzerinde kendisine ait 3 katlı binanın, 2. katında davalı Zehra"nın, 3. katında davalı Atalay"ın oturduğunu ve en alt katın da her iki davalı tarafından ardiye olarak kullanıldığını, davalıların söz konusu taşınmazlarda herhangi bir hakları bulunmadığını ileri sürerek, davalıların taşınmazlara olan müdahalelerinin önlenmesini ve geriye dönük 5 yıllık 8.000,00 TL ecrimisil bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, söz konusu kooperatif arsa payının müvekkillerinin murisi A. D.."e ait olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; dava konusu yer ile ilgili davacı ve davalıların murisi A. D.. arasında görülen, kiralanan yerin tahliyesi ve kira alacağına ilişkin davada, 146 B parselin 2/3 hissesinin davacı A.D.."e, 1/3 hissenin de davalı M. D.."e ait olduğu ve taraflar arasında kiracılık ilişkisi bulunmadığı, taşınmaz üzerindeki evi bu şekilde yaptıklarının tespit edilerek, davanın reddine karar verildiği, bu itibarla söz konusu taşınmazda tarafların hissedar oldukları gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
1-Dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.
Davacı, dava dışı S.S....Görevlileri Konut Yapı Kooperatifinin 146/A nolu üyesi olduğunu ve bu hisseye tekabül eden binada davalıların işgalci konumunda olduklarını ileri sürerek, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerinde bulunmuş, davalılar da söz konusu hissenin murislerine ait olduğunu savunmuşlardır.
Dosya arasında, davacının 146/A nolu kooperatif hissesini dava dışı İ.. T.."tan devir aldığına ilişkin 29 Mayıs 2007 tarihli noterde düzenlenmiş kooperatif üyelik hakkı devir sözleşmesi bulunmaktadır. Ayrıca söz konusu hissenin davalıların murisi tarafından yine İ.. T.."tan devralındığına ilişkin fotokopi şeklinde 05.12.1983 tarihli devri sözleşmesi ile kooperatif üye kayıt defteri örnekleri ve 146/B, 145/A ve 145/B nolu üyeliklere ilişkin evrak yer almaktadır. Somut uyuşmazlığın çözümünde öncelikli olarak dava konusu binanın hangi kooperatif hissesine bağlı bulunduğunun, ardından da söz konusu hissenin hangi ortağa tahsis edildiğinin belirlenmesi gerekir. Mahkemece bu hususlar üzerinde inceleme ve araştırma yapılmaksızın karar verilmiştir.
Kooperatif tarafından taşınmazın ortağa tahsisi, mülkiyeti geçiren bir işlem olmayıp kooperatifle olan iç ilişkide bir hak bahşeden ve koşulları oluştuğunda kooperatife karşı tapu iptal ve tescil talebinde bulunma hakkı yanında ortağa, tahsis hakkına karşı yapılan haksız saldırılarda üçüncü kişilere karşı müdahalenin men"i ve ecrimisil davası açmaya izin veren bir haktır. Tahsis hakkına dayanan ortak, taşınmazını işgal eden üçüncü bir kişiye karşı müdalenin men"i ve ecrimisil davası yanında tahsis hakkını tanımayan kooperatife karşı
birlikte tek bir dava açabileceği gibi sonradan açılan davalar da, bağlantı sebebi ile birleştirilmelidir. Diğer bir anlatımla tahsis hakkına dayalı müdahalenin men"i ve ecrimisil davalarında mülkiyet hakkı, kooperatife ait olduğundan ve tahsis hakkı, bu hak ile doğan bağlı bir hak olduğundan, kooperatif tarafından, kendisinde tahsis hakkı bulunduğu kabul edilmeyen kişi, haksız şagil olduğu iddiasındaki kişiye karşı dava açacaksa zorunlu olarak kooperatifi de davaya dahil etmelidir.
Bu dava sonunda davanın kabulüne karar verilmesi halinde, bu karar, dava dışı kooperatif nezdinde eğer davalı adına oluşmuş üyelik kaydı var ise bu üyeliğe bağlı arsa ya da binadan davalının müdahalesinin önlenmesi, taşınmazın ona ait olmadığına ve davacı üye ise taşınmazın bu üyeliği nedeniyle davacıya ait olduğuna yönelik sonuçlar doğuracağından ve daha sonra bu üyeliğe bağlı taşınmaz tapusunun da koşulları oluştuğunda davacı adına tescilini ve kooperatifin davalıya yönelik konut karşılığı tazminat sorumluluğunu gündeme getireceğinden; dava dışı S.S. ... Görevlileri Konut Yapı Kooperatifi"nin hukukunu etkileyecektir. Anılan kooperatifin yokluğunda görülen davada verilen kararın ona karşı infaz edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Davada taraf olmayanın durumu tartışılarak onun leh veya aleyhinde bir karar verilemez. Bu durumda, davacı tarafa anılan kooperatife karşı dava açmak üzere uygun bir süre verilmesi, dava konusu taşınmazın başka bir üyeye tahsisli olduğunun tesbiti halinde ise bu şahsın hukuku da etkileneceğinden bu şahsa karşı da dava açılması için süre verilmesi, dava açılması halinde her iki davanın işbu dava ile birleştirilmesinden sonra, öncelikle davalı kooperatiften, mümkün olmazsa ilgili Ticaret Sicil Memurluğu ya da anasözleşmenin 41. maddesi uyarınca ilgili Bakanlık İl Müdürlüğünden kooperatifin bilançosu, gelir gider cetvelleri, yönetim ve denetim raporları, genel kurul tutanakları, ortaklık cetvelleri, kur"a ve tahsis belgeleri celbedilip, kooperatifler konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde tarafların kooperatifin üyesi olup olmadığı, üye iseler üyelik numaraları, dava konusu taşınmazın hangi üyeliğe bağlı bulunduğu, taraflardan hangisinin üstün hak sahibi olduğu hususlarında rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, kooperatifin yokluğunda yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
2-Kabule göre; mahkemece, dava konusu taşınmaz ile ilgili olduğu kabul edilen Kars Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2004/90 E. ve 2009/701 K. sayılı kararının, 146 B nolu üyeliğe bağlı taşınmaz ile ilgili verildiği hususu gözardı edilip, mahallinde keşif ve inceleme yapılarak, dava konusu taşınmazın hangi kooperatif hissesine bağlı bulunduğu ve her iki davanın konusunu teşkil eden taşınmazın aynı olup olmadığı tespit edilmeksizin, yanılgılı gerekçeye ve eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.