11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/16202 Karar No: 2017/9213
Mühür bozma - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/16202 Esas 2017/9213 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2017/16202 E. , 2017/9213 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mühür bozma HÜKÜM : Mahkumiyet
Bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı sebebin bulunmadığı, azaltıcı sebebin ise nitelik ve derecesi taktir kılınmış ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğu ile 21.12.2017 tarihinde karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİDİR
Dairemizin 21/12/2017 tarih, 2017/16202 Esas, 2017/9213 Karar sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebepten muhalifim. Sanığın 5237 sayılı TCK’nın 203/1ve 62 ve 53. maddeleriyle 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Hükmün Açıklanması suretiyle kurulan İstanbul Anadolu 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/09/2017 tarih 2017/42 Es 2017/354 Kr sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır. Sanık hakkında aynı mahkemece (Kapatılan Üsküdar 5. Asliye Ceza Mahkemesi) 23.12.2010 tarih 2010/351 Es- 2010/625 Kr sayıyla verilen hükmün CMK’nun 231/6 ve devam maddeleri uyarınca açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmaktadır. Deneme devresi içinde sanık hakkında İstanbul Anadolu 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2016 tarih 2016/124 Es 2016/575 Kr sayı ile 5237 sayılı TCK’nın 86/2, 29, 62/1, 52/1. maddeleri uyarınca doğrudan 1500 TL APC ile cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükme istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür. Kesin olarak verilen kararların olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür. Dolayısıyla etkin bir yargısal denetime tabi olmayan kesin hükümlerin hükmün açıklanmasına dayanak alınması mümkün değildir. Bu durum iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesine güvence altına alınan Masumiyet Karinesinin ihlali niteliğindedir. Bu sebeblerle anılan mahkeme kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne muhalifim. 21.12/2017