11. Hukuk Dairesi 2015/13410 E. , 2017/2082 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/06/2015 tarih ve 2013/142-2015/378 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin ticari faaliyetine 1993 yılında başladığını, unvanını 1995 yılında ... Mühendislik İnşaat ve Tic. Ltd. Şti. şeklinde değiştirdiğini, 2000 yılında anonim şirkete dönüştüğünü, müvekkilinin faaliyet alanının özellikle mühendislik ve inşaat işlerinden oluştuğunu, 1995 yılından beri 17 yıldır faaliyetlerini "... İnşaat" markası altında sürdürdüğünü, "... İnşaat + Şekil" ibareli marka başvurusunun davalının 2002/24667 tescil nolu markası nedeni ile reddedildiğini, davalının markasını 19, 35 ve 37 sınıflardaki mal ve hizmetlerde kullanmadığını, müvekkilinin 1995 yılından bu yana ticaret unvanını oluşturan ibareyi 556 sayılı KHK"nın 12. maddesi kapsamında dürüstçe kullandığını, tanıtılması için büyük reklam harcamaları ve yatırımlar yaptığını, "... İnşaat" markası üzerinde hak sahibi olduğunu ileri sürerek davalı adına tescilli 2002/24667 nolu markanın 19, 35 ve 37 sınıflar (özellikle inşaat hizmetleri) yönünden iptalini ve sicilden terkinini, iptale karar verilmemesi halinde müvekkilnin kullandığı "... İnşaat+Şekil" markasının davalı adına tescilli markaya tecavüz teşkil etmediğinin tespitini ve mahkemece verilen kararın ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili; 556 sayılı KHK"de markanın hükümsüzlüğü sebepleri olarak gösterilen nedenlerden hiçbirinin olayda söz konusu olmadığını, tarafların faaliyet alanlarının, kimin daha çok reklam yaptığının hukuki sonuca etki etmediğini, davacının müvekkiline ait tescilli markayı ticaret unvanı ve işletme adı olarak kullanmasının iltibasa yol açtığını, tüketicilerin bu iki işletmeyi birbirine karıştırdığını, müvekkilinin faaliyet alanının içinde inşaatın olmadığının düşünülemeyeceğini, mermer işiyle iştigal ettiğini ve bütün yapmış olduğu işlemlerin inşaatlara yönelik olduğunu ve tescilli markasını aldığı günden beri sürekli kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının uzun yıllara dayanan “...+şekil” tanıtıcı işaretini markasal olarak kullandığı ve bu kullanımın davalının tescilli marka hakkına tecavüz teşkil etmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı tarafından kullanılan "... İnşaat + Şekil" markasının davalı şirket adına tescilli olan markaya tecavüz etmediğinin tespitine, mahkeme kararının yayınlanmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dava dilekçesinde terditli talepte bulunulmasına ve mahkemece 556 sayılı KHK"nın 74. maddesi uyarınca davacı yanın eylemleri ile davalının marka hakkına tecavüz etmediğinin tespitine dair hüküm kurulmuş olmasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 12/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.