1. Hukuk Dairesi 2014/22701 E. , 2017/3071 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, murisleri...’un kayden maliki olduğu dava konusu 513 parsel sayılı taşınmazın 500,00 m²’lik kısmına komşu 515 parsel malikleri davalıların kerpiç ev yapmak suretiyle elattıklarını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkım istemlerinde bulunmuşlardır.
Davalılar, 1974 yılında davacıların murisi adına tespit ve tescil edilen taşınmazı 1976 yılında haricen satın aldıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalılar yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesindeki şartların oluştuğu ve davacıların taleplerinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairece, "Bilindiği üzere, tapulu taşınmazların kadastro tespitinden sonra harici satışı, Medeni Kanunun 706., Borçlar Kanunun 213. ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarını taşımaması nedeniyle geçerli sayılamayacağı ve geçersiz sözleşme karşısında kayıt malikinin mülkiyet hakkının üstün kılınacağı kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle davanın kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendrime ile yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde duruşma duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedilip, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemlerine ilişkindir.
Davalılar yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesindeki şartların oluştuğu ve davacıların taleplerinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, Dairece; "Bilindiği üzere, tapulu taşınmazların kadastro tespitinden sonra harici satışı, Medeni Kanunun 706., Borçlar Kanunun 213. ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarını taşımaması nedeniyle geçerli sayılamayacağı ve geçersiz sözleşme karşısında kayıt malikinin mülkiyet hakkının üstün kılınacağı kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle davanın kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendrime ile yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle bozmaya uygun işlem yapıldığına göre yazılı şekilde karar verilmesi doğrudur. Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir, REDDİNE.
Ancak, keşfen saptanan dava değeri, elatılan alan bedeli 2.808,60 TL ile yıkımı istenen yapı bedeli 14.267,10 TL"nin toplamı 17.075,70 TL olduğundan, bu değer üzerinden karar ve ilam harcı alınması yerine, eksik harca hükmedilmesi isabetsizdir. Harç konusu kamu düzeniyle ilgili olup, temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın mahkemece resen gözetilmelidir.
Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, mahkeme kararının hüküm kısmının 4. paragrafının hükümden çıkarılarak yerine "Harçlar Yasası uyarınca hesaplanan ve alınması gereken 1.166,44 TL karar harcından, peşin alınan 178,20 TL harcın mahsup edilerek, bakiye 1.488,24 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine," cümlesinin yazılmasına, davalıların temyizi üzerine resen yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.