BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/340 Esas 2019/223 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2018/340
Karar No: 2019/223
Karar Tarihi: 17.06.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/340 Esas 2019/223 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/340
KARAR NO: 2019/223
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/12/2018
KARAR TARİHİ: 17/06/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davanın yapılan açık yargılamaları neticesinde,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankanın ... Şubesi'ndeki ... numaralı hesabın sahibi olduğunu, davacının 12/10/2018 tarihinde öğle vaktinden sonra bir arkadaşının kendisini arayıp hesabına para gönderdiğini söylemesi üzerine cep telefonundan hesabına girip baktığında hesabındaki paranın başka başka hesaplara aktarıldığını öğrendiğini, 12/10/2018 tarihinde 56 dakika gibi çok kısa bir zaman aralığında 22 adet işlemle davacının hesabından toplam 53.990,00.-TL parasının çalındığını, müvekkilinin durumu davalı bankaya bildirdiğini, ve çalınan paranın hesabına iadesini talep ettiğini, aynı gün durumun İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na da bildiren müvekkili adına ... soruşturma sayılı dosya üzerinden şüphelilerden şikayetçi olduğunu, davacının hesabından çalınan paranın iadesi talebine davalı bankanın 15/10/2018 tarihli yazı ile olumsuz yanıt verildiğini, müvekkilinin dava konusu hesabına sadece cep telefonu kullanarak mobil şube üzerinden girip işlemler yaptığını, mobil şube dışında herhangi bir bilgisayardan internet bankacılığına giriş yapmadığını, sahte bir internet sitesi vasıtası ile de giriş yapmadığı gibi cep telefonuna gelen herhangi bir linke de tıklamadığını, kimseye de şifresini vermediği gibi şüpheli bir durum da yaşamadığını, cep şubeden işlem yapacağı zaman cep telefonuna da mutlaka SMS geldiğini, dava konusu yirmi iki adet para havale ya da EFT işleminde müvekkilinin cep telefonuna herhangi bir SMS mesajının da gelmediğini, davalı bankanın yeterli güvenli önlemi almadığından müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu belirterek 53.990,00.-TL'nin davalıya başvuru tarihi olan 12/10/2018 tarihinden itibaren avans faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacı tarafından hesabından bilgisi ve rızası olmaksızın bir takım işlemlerin yapıldığını iddia edilmişse de, müvekkili bankanın herhangi bir kusurunun bulunmadığını, iddia edilen işlemlere sebebiyet verenlerin üçüncü kişiler olduğunu, davacının yönelttiği taleplerin muhatabının banka olmadığını, davada taraf sıfatının bulunmadığından davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddi gerektiğini, huzurdaki davaya konu işlemlerin sırası ile müşteri kodu , parola , akıllı sms kullanılmak sureti ile internet bankacılığı ile gerçekleştirildiğini, bu doğrultuda tek kullanımlık şifreler davacının müvekkili banka nezdinde kayıtlı cep telefonu numarasına gönderildiğini, olay bakımından davacının bilgisinin tam olduğuna ve müvekkili bankaya kusur izafe edemeyeceğine delalet ettiğini, ispat yükü üzerinde olan davacıların müvekkili banka aleyhine ileri sürdüğü iddialarını ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava; davacının davalı bankadaki bireysel hesabından bilgisi ve rızası dışında internet bankacılığı yoluyla üçüncü kişilere havale edildiği iddia edilen paraların tahsili istemine ilişkindir.
Dava konusu hesabın dava dilekçesi eki belgelerden ve davalı banka tarafından gönderilen müzekkere cevabından bireysel hesabı olduğu anlaşılmıştır.
Görev dava şartlarından olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulmak zorundadır.
Yargıtay 11. HD. 2016/14366 E 2017/4328 K 13.09.2017 tarihli emsal kararında da işaret edildiği üzere; dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı kanunun 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır.
Eldeki davada, davacı tüketici olarak, davalı bankanın sisteminde gerekli güvenliği sağlayamaması sonucu, bankadaki hesabının kötü niyetli üçüncü şahıslar tarafından boşaltıldığını, davalı bankanın bankacılık işleminden kaynaklı sorumluluğunun doğduğunu bildirmek suretiyle uğramış olduğu zararın tazminini talep ettiği görülmüştür. Davacı hesabının ticari veya mesleki amaçla kullanıldığına dair dosyada bilgi ve belge yoktur.
Davacı tarafın iddiası ve tüm dosya kapsamından; uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığının anlaşılmasına göre, somut olayda dava tarihi de dikkate alındığında davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından, davacının davasının 6100 Sayılı HMK'nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe uyarınca;
1-6100 Sayılı HMK. gereğince dava dilekçesinin görev yönünden REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-6100 Sayılı HMK.'nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaatı halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-6100 Sayılı HMK.'nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
5-6100 Sayılı H.M.K.' nun 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderlerinin (harç, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti v.b.) görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Katip ...
¸e-imzalıdır
Hakim ...
¸e-imzalıdır
