1. Hukuk Dairesi 2016/13173 E. , 2017/3063 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava ve birleşen dava, 5737 Sayılı Yasanın 30.maddesine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, ..."in 735 numaralı defterin 81 sayfa 24 sırasında kayıtlı fermanına göre sadabat ... bina buyurulan Camii şerif müştegalleden olan ... bahçesi ile birlikte ..."ın bir çok dükkan, fırın vb. vakfedildiğini, dava dilekçesine ekli raporda tespit edilen fırın, karakol, su deposunun vakıf yoluyla meydana geldiğini ileri sürerek, haritada A ile işaretli kısmın kadastrol boşluk ve yoldan ihdas suretiyle, B ile işaretli kısmın 62 ve 12644 parsellerden ifrazen ihdas suretiyle, C ile işaretli kısmın kısmen yol kısmen de 109 parselden ifrazen ihdasıyla, 5737 sayılı Vakıflar Yasasının 30. maddesi gereğince davalı adına olan kaydının iptali ile mazbut ... Vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine, dava konusu taşınmazın kadastro tespiti ile Hazine adına tescil edildiğini, tespitin kesinleştiğini, imar planında gezi alanı, yeşil alan, oyun alanında kalması sebebiyle bu amaçlarla kullanılmak üzere Maliye Bakanlığının 05.08.1997 tarih ve 18275 sayılı yazısı ile ... Belediye Başkanlığı adına tahsis edildiğini, husumetin intifa hakkı sahibi Milli Savunma Bakanlığı’na da yöneltilmesi gerektiğini, davanın Vakıflar Kanunun 30. maddesiyle ilgili bulunmadığı ve dava konusu parselin ...t Vakfı sınırları içinde olduğuna dair tapu ve tesis kayıtlarında sicil oluşturulmadığını belirtilerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, sûbut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 85 parsel sayılı 211.480 m2 içinde camili İstihkam okulu nitelikli taşınmazın 10.07.1970 tarihli kadastro tespiti ile Hazine adına tescil edildiği, tamamı üzerinde Milli Savunma Bakanlığı’nın intifa hakkı bulunduğu, vakıf şerhinin bulunmadığı,Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Hazine aleyhine açılan davada, Şişli
1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.12.1997 tarih 1995/361 esas, 1997/1281 karar sayılı kararıyla 85 parsel sayılı taşınmazda bulunan cami ve müştemilatının vakfa ait eski eser olduğu gerekçesiyle 7044 sayılı Yasa kapsamında kaldığı, davanın kabulü ile taşınmazın kısmen ifrazı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü adına ayrı bir parsel olarak tesciline karar verildiği, kararın 22.06.1998 tarihinde kesinleştiği, 13.06.2008 tarihli ifraz işlemi ile kaydın kapatılarak, 12643 parsel sayılı 6.425m2 bahçeli cami nitelikli taşınmaz davacı adına ve 12644 parsel sayılı 205.055m2 İstihkam okulu ve bahçesi nitelikli taşınmazın Hazine adına tescil edildiği, ifrazen oluşan iki adet parselin tapu kaydında korunması gerekli kültür varlığı şerhi bulunduğu, ... Belediye’si lehine 07.11.1994 tarihli ve İSKİ Genel Müdürlüğü lehine 30.10.1997 tarihli istimlak şerhi bulunduğu, tapu kaydına “irtifak hakları ve gayrimenkul mükellefiyetleri , intifa hakkı Milli Savunma Bakanlığı’na aittir.” şeklinde not düşüldüğü, 2 ada 109 parsel sayılı 15.268m2 tarla nitelikli taşınmazın Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğu, 62 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının dosya arasında bulunmadığı, istimlak şerhlerine ilişkin müzekkereye cevaben ... Genel Müdürlüğü’nün herhangi bir kamulaştırması bulunmadığını belirttiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 13.9.1957 tarihinde yayımlandığı tarihte yürürlüğe giren aslında vakıf olan tarihi ve Mimari Kıymeti ...i Eserlerin Vakıflar Umum Müdürlüğüne Devrine Dair 7044 Sayılı Yasanın 1.maddesinde aynen “ Aslında vakıf yoluyla vücuda gelip de muhtelif kanunlar veya sair suretlerle Hazine, belediyeler veya hususi idarelerin mülkiyetine geçmiş bulunan muhafazası gerekli tarihi veya mimari kıymeti haiz eski eserlerin mülkiyeti tekrar Vakıflar, Umum Müdürlüğüne devrolunmuştur.” hükmü öngörülmüş iken 27.2.2008 tarihinde yayımı ile yürürlüğe giren 5737 Sayılı Yasanın 80.maddesi hükmü gereğince 7044 Sayılı Yasa yürürlükten kaldırılmış olup, 5737 Sayılı Yasanın 30.maddesi hükmü ile bazı farklılıklar dışında aynı düzenlemeye “Vakıf yoluyla meydana gelip de, her ne suretle olursa olsun Hazine Belediye, Özel İdarelerin veya köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş, vakıf kültür varlıkları mazbut vakfına devrolunur.” şeklinde yer verilmiş ne var ki, anılan Yasalarda geçen “muhafazası gerekli tarihi veya mimari kıymeti haiz eski eserler ile vakıf kültür varlıklarından" neyin kastedildiği yolunda bir tanım ve açıklamaya yer verilmemiştir.
Oysa, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 3.maddesi ile “Kültür varlıkları, Tabiat Varlıkları, sit....” gibi taşınmazların tanımı yapılmış 6.maddesi hükmü ile de korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının nelerden ibaret olduğu duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirtildikten sonra 2863 Sayılı Yasanın 26.5.2004 tarihli ve 5177 Sayılı Yasanın 26.maddesiyle değişik 7.maddesinde Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve sit alanlarının ne şekilde tespit edileceği ve belirleneceği hususu açığa kavuşturulmuştur.
Diğer taraftan, 7044 Sayılı Yasada vakıf yoluyla vücuda gelen muhafazası gerekli tarihi veya mimari kıymeti haiz eski eserlere değinilmişken 5737 Sayılı Yasanın 30.maddesinde sadece “ Vakıf Yoluyla meydana gelen vakıf kültür varlıklarının” vakfına devrolunacağı vurgulanmıştır.
Ne var ki; değinilen ilke ve yasal düzenlemeler gözetildiğinde mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve özellikle, elde edilen bilirkişi raporunun hükme elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Şöyle ki, çekişme konusu taşınmazlarda davacının davaya dayanak yaptığı krokide gösterilen A,B,C alanlarının ... Vakfı kapsamında kalıp kalmadığı, vakıf yoluyla meydana gelip gelmediklerinin saptanması, öte yandan yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda taşınmazların “vakıf kültür varlığı” niteliğine haiz olup olmadıklarının 2863 Sayılı Yasa hükümleri de gözetilerek tabiat ve kültür varlıkları ile muhafazası gerekli tarihi veya mimari kıymeti haiz eski eserlerden ve özellikle vakıf mevzuatından anlayan, aralarında sanat tarihçisi veya arkeolog niteliğini haiz kişilerin de bulunduğu 3 kişilik bilirkişi heyeti ile mahallinde keşif icra edilerek vakıfname uygulanmak suretiyle her bir taşınmaz yönünden 5737 Sayılı Yasanın 30.maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin ayrı ayrı değerlendirme yapılarak açıklığa kavuşturulması ve varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken anılan hususların gözardı edilmiş olması doğru değildir.
Ayrıca, çekişme konusu yerlerin vakıf yoluyla vücuda geldiğinin saptanması halinde, kroki de B harfi ile gösterilen kısımda, 62 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının yer aldığı ve bu taşınmaz malikinin saptanmadığı, aynı alanda İstihkam okulunun Milli Savunma Bakanlığına tahsis edildiği, anılan Bakanlığın intifa hakkı bulunduğu, ayrıca bu kısımın ... Belediyesi(... Belediyesi)’ne de kamulaştırma tahsisli olduğu tespit edilmiş olup, 62 parsel sayılı taşınmaz maliki, Milli Savunma Bakanlığı ve Kağıthane Belediyesi yasal hakları sebebiyle davada yer alması gerektiğinin gözetilmemesi hatalıdır.
Öte yandan; vakıf yoluyla meydana gelip de Hazine mülkiyetine geçmiş olan vakıf kültür varlıkları; yasal düzenlemenin açık hükmü uyarınca ancak mazbut vakfına devrolunacaktır. Bu durumda, ...’nın mazbut vakıflardan olup olmadığının tespiti gerektiği açıktır.
Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen ilke ve olgular doğrultusunda konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle keşif icrasıyla vakfiyenin uygulanması suretiyle inceleme yapılması, taraf teşkilinin sağlanması, ifraz talebi dikkate alınarak ilgili kurumdan görüş alınması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.