Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6440
Karar No: 2017/3062

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/6440 Esas 2017/3062 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/6440 E.  ,  2017/3062 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın Vicdan adına kayıtlı payın iptali ile ... Vakfı adına tescile ilişkin olarak verilen karar davalı ... ve katılan tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


    -KARAR-

    Dava, 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.
    Davacı Vakıflar İdaresi, eski 360 ada 53 ve 58 parsel sayılı taşınmazların ifrazından meydana gelen 1352 ada 5 parsel sayılı 3.549m2 arsa nitelikli taşınmazın ... Vakfından icareli olarak ... adına kayıtlı iken, adı geçenin vârissiz ölümü nedeniyle ... 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1983/1924 Esas, 1984/1038 Karar sayılı kararı ile 28.03.2005 tarihinde davalı ... adına tescil edildiğini, 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesi uyarınca taşınmazın vakfı adına tescili gerektiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile vakfı adına tesciline karar verilmesi istemiyle ... olarak eldeki davayı açmış, yargılama sırasında ... davaya dahil edilmiştir.
    Davalı ..., davanın reddini savunmuş, 13.11.2012 tarihli dilekçe ile ... kayıt malikinin mirasçısı olduğunu belirtmiştir.
    Mahkemece, ...’ün yasal mirasçı olmayıp vasiyet alacaklısı olduğu, dava konusu taşınmazın mahlulen vakfına rücu edeceği gerekçesiyle Vicdan adına kayıtlı payın iptali ile ... Vakfı adına tescile karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, eski 360 ada 53 ve 58 parsel sayılı taşınmazların 04.04.1984 tarihinde Vicdan, davalı ... ve dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere tescil edildiği, 53 ve 58 parsel sayılı taşınmazları 21.10.1998 tarihinde imar uygulamasına tabi tutularak oluşan çekişme 1563 ada 5 parsel sayılı taşınmazda Vicdan ve dava dışı kişinin paydaş kılındığı, 28.03.2005 tarihinde yapılan ikinci imar uygulaması ile 1352 ada 5 parsel sayılı taşınmazın Vicdan adına 1809/2400 payın tescil edildiği, vakıf şerhinin bulunduğu, ... tarafından düzenlenen ... 8. Noterliği’nin 20.12.1976 tarih ve 49000 yevmiye numaralı vasiyetname ile malvarlığının yarısının ...’e bırakıldığı, vasiyetnamenin tenfizine ilişkin ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1977/50 Esas, 1986/54 Karar sayılı kararının 15.10.1986 tarihinde kesinleştiği, vasiyetnamenin tenfiz edilmesi nedeniyle, ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 17.10.2012 tarihli mirasçılık belgesinin ...’e verildiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun mirasçı atamaya ilişkin 516. maddesi "Mirasbırakan, mirasının tamamı veya belli bir oranı için bir veya birden çok kişiyi mirasçı atayabilir. Bir kişinin, mirasın tamamını veya belli bir oranını almasını içeren her tasarruf, mirasçı atanması sayılır." şeklindedir. Mirasçı atanan kişi, mirasbırakanın ölümü ile tereke üzerinde doğrudan ve kendiliğinden bir ayni hak kazanır.
    Bilindiği üzere de; Vakıf Hukukumuzda, İcareteynli ve mukataalı vakıfların kuru mülkiyeti (rekabesi) vakfa, kullanma (tasarruf) hakkı ise mutasarrıfa ait bulunmakta, mutasarrıfın bu hakkı ölmesi üzerine mirasçılarına intikal etmekteydi. Mutasarrıfın mirasçısının bulunmaması halinde ise vakıf mal mahlulen vakfına dönmekteydi. Ne var ki, Medeni Kanunun kabulünden sonra aynı taşınmaz üzerinde kuru mülkiyet (rekabe) hakkı ile mirasçılara kalan, nesilden nesile geçen tasarruf hakkı gibi iki hakkın varlığı getirilen yeni mülkiyet kuralları ile bağdaşı görülmemiş, vaki vakıf hukukumuzu yeniden düzenleme, Medeni Kanunun kabul ettiği mülkiyet rejimine uyarlama zorunluluğu doğmuştur. Bu amaçla 2762 sayılı Vakıflar Yasası 5.6.l935 tarihinde kabul edilmiş, 13.6.1935 tarihinde yayınlanmış, 6 ay sonra 13.12.1935 tarihinde yürürlüğe konulmuştur. Söz konusu kanun ile vakıf taşınmazların icareteyn ve mukataya bağlanması yasaklanmış, daha önce kurulmuş bu tür vakıfların tasfiyesi yoluna gidilmiştir. Söz konusu yasanın özellikle 27,29 ve 30 maddelerinde özetle (.. mukataalı toprakların ve icareteynli taşınmazların mülkiyetinin yirmi misli bir taviz karşılığında mutasarrıfına geçirileceği on yıl içerisinde taviz vermek yoluyla icareteyn veya mukataa kayıtları terkin edilmemiş olanların mülkiyetinin ise on yıl sonunda kendiliğinden mutasarrıfına geçeceği ve vakfın hakkının ivaza dönüşeceği ) hükme bağlanmıştır. Görülen lüzum üzerine 13.6.1945 tarih 4755 sayılı yasa ile bu süre 13.12.1955 tarihine kadar on yıl daha uzatılmıştır. Anılan bu vakıf yasalarının hükümlerine göre taviz bedeli ödendikten veya taviz bedeli ödenmese dahi öngörülen yirmi yıllık süre geçtikten sonra vakıf taşınmazların tam mülkiyeti mutasarrıfa geçmiş, diğer bir söyleyişle vakıf taşınmaz özel mülk, mutasarrıf malik olmuştur. Mutasarrıf iken malik olan kişilerin mirasçı bırakmadan ölmeleri üzerine taşınmazları TMK"nun 501. (eski 448.Md.) maddesi uyarınca son mirasçı sıfatıyla Hazineye kalmıştır. Ancak, yasa koyucu öncesi vakıf olan taşınmazların vakfına (aslına)dönmesini daha uygun görmüş,bazı ayrıcalıklar dışında, Hazineye intikal yolunu kapatmak istemiştir. İşte bu nedenle 22.9.1983 tarih 2888 sayılı yasanın 2. maddesiyle 2762 sayılı yasanın 29. maddesini değiştirip ayrıca ikinci bir fıkra ekleyerek Medeni Kanunun 501.maddesinin Hazinenin mirasçı olacağı yönündeki genel hükmünden ayrılmış "mülkiyeti mutasarrıfa geçmiş olan taşınmazlarda maliklerin bu yasanın yürürlük tarihine kadar ölmeleri üzerine son mirasçı sıfatıyla Hazineye intikal edipte bu husus tapu kaydına bağlanmış bulunanlar ayrık bırakılarak işlenmemiş olan taşınmazların mahlulen vakfına rücu edeceği" kuralını getirmiştir. Yukarıda belirtilen yasa hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, 2888 sayılı yasanın yürürlük tarihi 24.9.1983 tarihinden sonra aslı vakıf olan taşınmazların Hazineye geçmesine yasal olanağın kalmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
    Bununla birlikte, bütün bu yasal düzenlemeleri içeren 2762 Sayılı Vakıflar Kanunu 27.2.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 Sayılı Yasanın 80.maddesi ile iptal edilmiş ve yeni 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesi ile “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk ve mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” düzenlemesine yer verilmek suretiyle taşınmazların Hazineye intikal yolunu kapatmış bulunmaktadır. Esasen, anılan bu hükmün kamu düzeniyle ilgili kazanılmış hakları bertaraf etmeyeceği tartışmasız olup, çekişmelerde bu hususun gözardı edilemeyeceği de kuşkusuzdur.
    Hâl böyle olunca; davalı ... tarafından açılan vakıf şerhinin terkinine ilişkin ... 20. Asliye Hukuk Mahkemesi 12.07.2012 tarih 2011/14 Esas, 2012/352 Karar sayılı kararının kesinleşmediği anlaşılmakla kesinleşmesinin beklenemesi, kayıt malikinin mirasçısı olduğunu iddia eden ..."ün vasiyet alacaklısı değil atanmış mirasçı kapsamında olduğu dikkate alınarak belirtilen ilkeler gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
    Davalı vekili ve ..."ün bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi