
Esas No: 2018/142
Karar No: 2018/6221
Karar Tarihi: 28.06.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/142 Esas 2018/6221 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, tarafların avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Hüküm İş Mahkemesinden verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesi hükmüne göre ise İş Mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir.
Olayda hüküm 05.05.2015 tarihinde temyiz eden davacı kuruma tebliğ edilmiş, temyiz ise 17.02.2016 tarihinde vuku bulmuştur. Şu duruma göre davada 8 günlük temyiz süresi fazlası ile geçmiştir.
O halde, 01.06.1990 tarih ve 1989/3 Esas-1990/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da gözönünde tutularak davacı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddine,
2- Davalı şirket avukatının temyiz itirazlarına gelince;
5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin 1. fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir davranışı sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği, 4. fıkrasında ise, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle gerçekleşmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edileceği belirtilmiştir. Buna göre eldeki davada hükme esas alınan kusur raporuyla hüküm tesisi yoluna gidilmesi isabetsizdir. Öncelikle donatanın kusursuz sorumluluğu sebebiyle ... Ticaret Kanunu’nun uygulama alanı bulunmayan somut olay için kusuru bulunanlar 5510 sayılı yasanın 21. maddesi uyarınca belirlenmeli, kaptan, 2. kaptan, işveren ve varsa 3. kişiler arasındaki kusurlar ayrıştırılmalı, olayda yaralanan ve ölen diğer sigortalılar hakkındaki dava dosyaları araştırılmalı ve belirtilen esaslar dahilinde eldeki kayıt ve bilgiler çerçevesinde konusunda uzman bir bilirkişi heyeti tarafından kusur oranları arasındaki çelişkileri giderecek şekilde usulüne uygun bir kusur raporu alınmalı ve sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece; bu hususlar dikkate alınmadan hüküm kurulması isabetsizdir.
O hâlde, davacı şirket avukatının yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.