Dolandırıcılık suçundan sanık hakkında verilen mahkumiyet hükümleri, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık ... ve temyiz dışı sanık ..."un, 18/07/2014 günü ..."ı kullanmış olduğu cep telefondan arayarak kendilerini polis savcı olarak tanıtan sanıkların katılanı Erzincan dışından gelen dolandırıcılar olduğunu, bankadaki paraların güvende olması için kendilerine verilmesi gerektiğini, şahısların yakalanması için operasyon yapıldığı söyleyerek katılandan 60.000 TLyi ... Mahallesi 812 Sokak üzerinde bulunan bir aracın altına bıraktırmak suretiyle, ayrıca birleşen dosya da 23.07.2014 günü katılan ..."ün benzer şekilde arayarak katılandan 15000 TL ve 1350 Amerikan Dolarını bir aracın altına bıraktırmak suretiyle sanıkların dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edilen olayda; Müştekiyi telefonla arayan şahsın kendisini kamu görevlisi olarak tanıttığının iddia edilmesi karşısında, sanıklara isnat edilen eylemin hükümden sonra yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"la değişik 5237 sayılı TCK"nın 158/1-L maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 08/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.