Esas No: 2021/9512
Karar No: 2022/5508
Karar Tarihi: 12.04.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/9512 Esas 2022/5508 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/9512 E. , 2022/5508 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, nitelikli hırsızlık ve mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEMYİZ EDENLER : O yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
O yer Cumhuriyet Savcısının; hırsızlık suçu bakımından, haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiği ve eylemin alacağın tahsili amacı ile gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerektiğini belirterek aleyhe ve lehe; mala zarar verme suçu bakımından ise hırsızlık suçuna konu eşyaya sonradan zarar verilmesinin ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayacağını belirterek lehe temyiz isteminde bulunduğu; sanığın ise hakkında kurulan mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz itirazın da bulunduğu anlaşılmakla yapılan incelemede;
Oluş ve dosya kapsamına göre, sanığın kardeşine yapılan eylemin verdiği haksız tahrikin etkisi ile hırsızlık suçunu işlediği ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun (Örneğin: YCGK’nın 08.10.2019 gün ve 2017/6-653 esas ve 2019/583 sayılı kararında olduğu gibi ...) Dairemizce de benimsenen içtihatları uyarınca mal varlığına yönelik suçlarda da haksız tahrik hükümlerinin uygulanabileceği, bu bağlamda, sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerde TCK 29. maddesi uyarınca haksız tahrik hükmünün uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Sanığın, 05.06.2015 günü gece saat: 23.00 sıralarında katılanın kapıları kilitli olmayan aracına girdikten sonra araç içerisine sakladığı yedek anahtar ile çalıştırarak çalması eylemine uyan 28.06.2014 tarihli 6545 sayılı Yasa ile değişik 5237 sayılı TCK 142/2-d, 143. maddelerinde tanımlanan geceleyin haksız yere elde bulundurulan anahtar ile hırsızlık suçunu oluşturduğu ve anılan suçun gerektirdiği cezanın alt sınırı dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK’nın 150/3 ve 196/2. maddeleri uyarınca sanık ...’a zorunlu müdafii atanması gerektiği hususunun yargılama aşamasında değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla yapılan temyiz incelemesine gelince;
5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin uygulaması yönünden, 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 10. maddesinin infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye, hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-02.06.2015 belirlenemeyen bir vakitte sanığın, katılanın kilitli olmayan aracına girerek oto teybini çalması eylemine uyan TCK 142/1-e maddesinde tanımlanan adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında hırsızlık; 05.06.2015 günü gece saat: 23.00 sıralarında katılanın kapıları kilitli olmayan aracına girdikten sonra araç içerisine sakladığı yedek anahtar ile aracı çalıştırarak çalması eylemine uyan TCK 142/2-d, 143. maddelerinde tanımlanan geceleyin haksız yere elde bulundurulan anahtar ile hırsızlık suçunu oluşturduğu, Dairemizce de benimsenen ve Yargıtay CGK'nın yerleşik uygulamaları uyarınca 02.06.2015 ve 05.06.2015 tarihli nitelikli hırsızlık suçlarından sanık hakkında ayrı ayrı uygulama yapıldıktan sonra en ağır cezaya ilişkin uygulamadan TCK 43/1. maddesi uyarınca artırım yapılarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmeden yazılı şekilde 02.06.2015 tarihli eylemi nedeniyle TCK 141/1; 05.06.2015 tarihli eylemi nedeniyle TCK 141/1, 143. maddeleriyle yazılı şekilde ayrı ayrı mahkumiyet hükümleri kurulması,
2-Suça konu aracın çalınması sırasında ve sonrasında oluşturulan zararların, sanığın eyleminin aracın mülkiyetine yönelik olması nedeniyle ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayacağının göz ardı edilerek, mala zarar verme suçundan beraati yerine yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi,
3- Tekerrüre esas alınan hükümde 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası yanında 100,-TL adli para cezası da tayin edilmesi karşısında, adli para cezasının da tekerrüre esas tutulması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 12.04.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.