Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/32740
Karar No: 2010/247
Karar Tarihi: 18.01.2010

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2009/32740 Esas 2010/247 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2009/32740 E.  ,  2010/247 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA :Davacı, vekili işyerinde ve sendika yöneticiliği de yapan davacıya Toplu İş Sözleşmesi hükümleri uyarınca kullandırılmayan haftalık ve aylık ücretli izinlerin karşılığı alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısman kabulü ile davacının Toplu İş Sözleşmesinin 8. Maddesinden kaynaklanan haftalık izin süreleri karşılığı ücret alacağının tahsiline, aynı sözleşmenin 33.maddesi uyarınca kararlaştırılan aylık izin karşılığı ücret alacağının ise redine karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı vekili, davacının üyesi olduğu sendika ile davalı işveren arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesinin 8. maddesinde sendika yöneticisi ve temsilcileri için işyerindeki işçi sayısına göre haftalık belirli saatlerle ücretli ve keza 33. madde ile de resmi dairelerdeki işlerini takip için ayda bir gün ücretli izin verilmesinin ön görüldüğünü, 2000-2007 yılları arasında sendika yöneticiliği yapan davacıya Toplu İş Sözleşmesi ile verilen izinlerin kullandırılmadığını, kullandırılmayan haftalık ve aylık ücretli izinlerin karşılığı alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili zamanaşımı itirazı yanında, söz konusu izinlerin kullanılması halinde personel maaşından bir kesinti yapılmayacağını ve davacının maaşından da bu amaca yönelik bir kesinti yapılmadığını, davacının TİS de yazılı görevlerini iş yerinde yerine getirdiğini ve her hangi bir engelleme olmadığını, bu nedenle maaşından bir kesinti yapılmadığını davacının iş yerinde temsilci olması nedeni ile zaten fiilen görev yapan birisi olmadığını, davacı bu süre çalışmış olsa bile ek ödeme konusunda düzenleme bulunmadığını, davacının sendikal faaliyeti gerektiren çalışmasını ispatlaması gerektiğini, izin kullanılmadı ise ücreti ödenir diye bir sorumluluklarının olmadığını, davacının tüm hak ve alacaklarını aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının 21.12.1991 tarihinde iş yerinde sendika üyesi olduğu ve 07.02.2000 tarihinden 29.12.2007 tarihine kadar sendikanın Kırıkkale Şube Başkanlığında yönetici olarak görev aldığı, 07.02.2000 ila 29.12.2007 tarihleri arası davalı iş yerinde örgütlü sendikanın şube başkanlığında yönetim kurulu üyesi olarak çalıştığı, iş yerinde 700 den fazla işçinin çalıştığı, TİS in 8. maddesi gereğince sendika yöneticisi olan
    davacıya bu görevi süresince görevinin gerektirdiği faaliyetleri yerine getirebilmesi için haftada 7 saat ücretli izin verilmesi gerektiği, davacıya söz konusu bu ücretli izinlerinin kullandırıldığının davalı işveren tarafından ispatlanmadığı, davacının söz konusu alacağa hak kazandığı, TİS in 33/7 maddesi gereğince işçilere resmi dairelerdeki işlerinin takibi için verilmesi gereken izinler yönünden davacının izin talebi ve resmi dairede işi olduğuna dair bir ispat aracı ibraz etmediğinden bu talebinin yerinde görülmediği gerekçesi ile zamanaşımı itirazı dikkate alınarak son ücret üzerinden hesaplanan sendika yöneticileri için öngörülen haftalık izin karşılığı ücret alacağının kabulüne, resmi dairelerde iş takibi için öngörülen aylık izin karşılığı ücret alacağının ise reddine karar verilmiştir.
    Türk İş Hukukunda 4857 sayılı İş Kanunu’nun 53 ve devamı maddelerinde yıllık ücretli izin düzenlenmiş, yıllık ücretli iznin bir dinlenilme hakkı olduğu, kullandırılmasının esas olduğu, ancak kullandırılmadığı takdirde ancak iş sözleşmesinin feshedilmesi ile karşılığı ücret alacağının ödeneceği belirtilmiştir. Anılan yasada mazeret izinlerine kısmen yer verilmesine rağmen, bu mazeret izinlerinin kullandırılmaması halinde, karşılığında ücret ödeneceği açıkça düzenlenmemiştir. Bunun dışında Hafta Tatili Hakkındaki Kanun hükümleri uyarınca, çalışanlara haftada bir gün dinlenmeleri için izin verilmesi gerekmektedir. Tatil günü çalışılması halinde, çalışılan aydaki ücret üzerinden bu alacağı takip eden ayda talep etme hakkı doğmaktadır. Ücretli iznin kullandırılmaması halinde karşılığı ücretin, tatil günü çalışılması halinde yine karşılığı ücretin ödenmesi yasadan kaynaklanmaktadır. Yıllık ve haftalık ücretli izinlerle, belli bir süre işçinin dinlenerek ruhi ve bedeni güç kazanması amaçlanmıştır. Mazeret izinleri, belirli olayların veya durumların gerçekleşmesine bağlı olduklarından genel anlamda dinlenme hakkı kapsamında ele alınmamalıdır.
    Yıllık ücretli izin ile hafta tatilinin süresi İş Kanununda nispi emredici olarak düzenlenmiş olup, işçinin belli bir süre çalışması durumunda hak edeceği yıllık izin ve hafta tatilinin kullanılacağı zamanı belirleme yetkisi yönetim hakkı kapsamında işverene tanınmıştır. İşçinin hukuki açıdan mazeretli sayılmasını gerektiren inceleme konusu izinlerde ise işverenin yönetim hakkı yıllık izin ve hafta tatiline göre nispeten sınırlıdır. Yıllık ücretli izin, işverenin yönetim hakkı kapsamında işçiye yılın herhangi bir zaman diliminde yada daha sonraki bir dönemde kullandırılabilir. Kullandırılmadığı takdirde sonuçta, iş sözleşmesinin feshi ile bu hak izin alacağına dönüşmektedir. Oysa yıllık ücretli izin dışındaki yasal diğer izinlerin, izni gerektiren olgunun, gerçekleştiği anda kullanılması gerekir. İşçi bu iznini, izni gerektiren olay bittikten sonra işverene talepte bulunarak kullanamayacağı gibi, ilerde kullanmadığı gerekçesi ile karşılığı ücretin ödenmesini talep edemez. Bir başka anlatımla, bu izinler ilerde alacağa dönüşmez. Mazeret izinlerinin kullanılabilmesi için kural olarak işçinin bu yönde talepte bulunması gerekir.
    Dosya içeriğine göre davacının üyesi olduğu sendika ile davalı işveren arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesinin 8. maddesi ile sendika yöneticisine ve baş temsilcisine, yöneticilik ve temsilcilik görevlerinin gerektirdiği faaliyetlerde bulunabilmeleri için işçi sayısına göre haftalık belirli bir saat üzerinden haftalık, 33. maddesi ile resmi dairelerde işlerini takip etmeleri içinde ayda bir gün olmak üzere aylık ücretli izin verileceği düzenlenmiştir. Ancak anılan maddelerde bu izinlerin kullandırılmaması halinde ne gibi bir hukuki yaptırım uygulanacağı kararlaştırılmamıştır. Anılan düzenlemelerde haftalık ücretli izin yöneticilik ve temsilcilik görevlerinin gerektirdiği faaliyetler için, aylık ücretli izin ise resmi dairlerde iş takibi için getirilmiştir. Anılan izinlerin dinlenme hakkı kapsamında
    bulunmadığı, belirli bir görev veya işleri takip için getirildiği, bu anlamda niteliği itibari ile mazeret izinlerine benzediği anlaşılmaktadır. Mahkemece resmi dairelerde iş takibi için belirtilen aylık bir gün karşılığı talep edilen izin alacağının izin talebi ve resmi dairede işi olduğuna dair bir ispat aracı ibraz etmediği gerekçesi ile reddi isabetlidir.
    Ancak yöneticilik ve temsilcilik görevlerinin gerektirdiği faaliyetler için haftalık 7 saat izin verilmemesi nedeni ile son ücret üzerinden izin alacağına karar verilmesi doğru değildir. Açıklandığı gibi bu izin dinlenilme için değil, sendika faaliyetlerinde bulunması için verilmiştir. Kullandırılmaması halinde bir hukuksal yaptırım öngörülmemiştir. Sendikal faaliyetler için o hafta kullanılması gerekirdi. Davacı sendika yöneticiliği yaptığı tarihte kullanmadığı bu iznini, izni gerektiren olay bittikten sonra işverene talepte bulunarak kullanamayacağı gibi, ilerde kullanmadığı gerekçesi ile karşılığı ücretin ödenmesini de talep edemez. Sendikal faaliyetler için öngörülen bu iznin fesih sonrası ücrete dönüşmesi olanağı bulunmamaktadır. Anılan isteğin de resmi dairelerde iş takibi için öngörülen izinin karşılığı alacak istemi gibi reddi gerekirdi. Mahkemece Toplu İş Sözleşmesinde sendikal faaliyetler için düzenlenen iznin kullanılmadığı gerekçesi ile yıllık ücretli izin gibi karşılığı ücret alacağına karar verilmesi hatalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18/01/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi