2. Hukuk Dairesi 2014/16748 E. , 2015/3042 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (koca) tarafından kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, velayet ve reddedilen manevi tazminat isteği yönünde; davacı-davalı (kadın) tarafından ise katılma yoluyla kocanın kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat isteği, nafakanın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davacı tarafından açılan boşanma davası ile davalı tarafından açılan karşı boşanma davasında, davalardan biri hakkında taraflardan birinin temyizi, o tarafın temyiz etmediği dava yönünden; diğer tarafa katılma yoluyla (HUMK m. 433/2) temyiz hakkı vermez. Hükmü, davalı-davacı (koca), kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, velayet, reddedilen manevi tazminat isteği yönünden temyiz etmiştir. Davacı-davalı (kadın) ise katılma yoluyla kocanın davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat isteği, nafakanın miktarı yönünden temyiz etmiştir. Kocanın davasına yönelik bir temyiz bulunmadığına göre, bu dava katılma yoluyla da temyize getirilemez. Bu bakımdan, kadının, kocanın davasına ilişkin katılma yoluyla temyiz talebinin açıklanan sebeple reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı-davacı (koca)"nın temyiz itirazlarının ve davacı-davalı (kadın)"ın kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat isteği, nafakanın miktarına ilişkin temyizinin incelenmesine gelince;
a)Mahkemece tarafların kabul edilen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı (kadın)"ın davalı-davacı (koca)"ya göre ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Durum böyle olduğu halde tarafların eşit derecede kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamıştır. Davacı-davalı (kadın)"ın boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları gerçekleşmiş olup boşanma kararı sonucu itibarıyla doğru olduğundan, davalı-davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile boşanmaya ilişkin hükmün kusura ilişkin gerekçesi değiştirilmek suretiyle (HUMK m. 438/son) onanmasına karar verilmesi gerekmiş, velayeti anneye verilen müşterek çocuk için takdir edilen nafakanın dava tarihinden kararın kesinleşmesine kadar tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra ise iştirak nafakası niteliğinde olduğunun tabii bulunmasına göre, davacı-davalı (kadın)"ın tüm, davalı-davacı (koca)"nın ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b)Yukarıda 2/a bendinde açıklanan sebeple boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacı (koca)"nın kadına oranla ağır veya eşit oranda kusurlu olmadığının yaşanan olayların kişilik haklarına saldırı oluşturduğunun anlaşılması karşısında; davalı-davacı (koca)"nın manevi (TMK m. 174/2) tazminat isteğinin reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b bendinde gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 2/a bendinde gösterilen sebeple boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, kadının, kocanın davasının kabulüne yönelik katılma yoluyla temyiz talebinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden Songül"e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 123.60 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Neşet"e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.