17. Hukuk Dairesi 2015/14560 E. , 2018/7855 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 02.09.2008 tarihinde, davalının zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu araç ile davacı motosiklet sürücüsü ..."in karıştığı kaza sonucu ..."in sakat kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faizi ile tahsilini istemiş, 22.04.2015 tarihli dilekçe ile talebini 106.341,08 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile, 106.341,08 TL maddi tazminatın davalı ... şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Maluliyet zararının hesabında malul olan davacının gelirinin belirlenmesi, tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır.
Somut olayda, 02.09.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davacının kusurunun bulunmadığı, %4 maluliyet ve 21 ay geçici işgöremezlik süresi ile dosya kapsamından davacının 18.05.2010 tarihinde Hollanda"da işe başladığı ve 2010 yılı ve devamı yıllarda burada aldığı ücret gözetilerek (kaza tarihi itibariyle de 2010 yılında avro cinsinden aldığı ücret esas alınarak) hesaplama yapıldığı, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde davacının, PVC plastik kapı, pencere montaj işinde çalıştığının belirtildiği, sosyal ekonomik durum araştırma raporunda ise, adresinde bulunamadığı ve adresinin Hollanda olarak bildirildiği anlaşılmaktadır.
Kazanın 02.09.2008 tarihinde meydana geldiği, davacının yurt dışında çalışmasının ise, 18.05.2010 tarihinde başladığı dikkate alındığında, kaza tarihinden yaklaşık 1,5 sene sonra yurt dışındaki çalışması nedeniyle elde ettiği gelirin, geriye dönük esas alınarak tazminat hesaplanması doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece; davacı vekilinin, davacının PVC plastik kapı, pencere montaj işi yaptığı açıklaması karşısında, bu hususta sunacağı bilgi ve belgeler değerlendirilerek, davacının bir işveren yanında ..."lı olarak çalışıp çalışmadığı ya da ... kayıtlısı ve vergi mükellefi olarak iş yapıp yapmadığı araştırılmak suretiyle; kaza tarihinden önceki ... prim ödemelerine ilişkin belgeleri ile çalıştığı işyerinin ... Başkanlığı"ndan sorulması, kurum tarafından bildirilen işyerinden davacının işyerindeki çalışması ve işi ile elde ettiği aylık net gelirin araştırılması, yine kendi adına iş yapması halinde ise, ... prim ödemelerine ilişkin belgeleri ile aynı şekilde vergi beyannamelerinin ilgili yerlerden getirtilmesi, bu suretle temin edilen resmi belgelerdeki net kazancı dikkate alınarak tazminat hesabına esas gelirinin belirlenmesi, daha sonra bu tesbitler de gözetilerek hesaplama yapılması gerekmekte olup, bu tür belgelerin temin edilememesi halinde ise, kaza tarihindeki asgari ücret gelirdeki artışlar net olarak belirlenip hesaplama yaptırılmak üzere bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi isabetli değildir.
3-01.12.2014 tarihli ... Kurumu raporunda; “...davacının iyileşme süresinin, 9 (dokuz) ay olduğu, ancak gelişen kaynama gecikmesi nedeni ile bu sürenin 12 (oniki) ay kadar uzadığı tespit edildiğinden...” ibaresi nedeniyle, aktüer bilirkişi tarafından iyileşme süresinin 9+12=21 ay olarak alınarak geçici işgöremezlik tazminatı hesaplanmasının hükme esas alındığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; mahkemece, davacı ..."in kaza tarihi itibariyle elde ettiği gelir, az yukarıda belirtildiği şekilde araştırılmalı, geçici işgöremezlik tazminatının tespiti bakımından iyileşme süresindeki belirsizlik (12 ay ya da 21 ay olup olmadığı) gerektiğinde ... Kurumu"na açıklattırılmak suretiyle, davacının kaza tarihi itibariyle gerçek ücreti ve iyileşme süresinin tespiti ile konusunda uzman bilirkişiden geçici ve sürekli işgöremezlik yönünden tazminat hesabı yaptırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.