17. Hukuk Dairesi 2015/14609 E. , 2018/7849 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 06.08.2011 tarihinde, davalı ... şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu araç ile davacının yolcu olarak bulunduğu aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını ve sakat kaldığını, karşı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunu, ... şirketi tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 8.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsilini istemiş, 01.04.2015 havale tarihli dilekçe ile 54.519,66 TL olarak talebini ıslah etmiş, kısmi ödeme aldığı tarih olan 30.11.2012 tarihinden itibaren faize hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 54.519,66 TL nin 30/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, ilk derece yargılamasını aşamalara ayırmıştır.
Bunlar; 1) Davanın açılması ve dilekçeler aşaması, (madde 118,126-136) 2) Ön inceleme, (madde 137-142) 3) Tahkikat, (madde 143-293) 4) Sözlü Yargılama (madde 184-186) ve 5) Hükümdür (madde 294.) ilgili maddeler gereğince dilekçeler aşaması, ön inceleme aşaması ve tahkikat aşaması tamamlandıktan sonra Mahkeme, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla tarafları davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir (madde 186).
Somut olayda, mahkemece 30.04.2015 tarihli celsede; “... 6100 sayılı HMK.nın 186/1. maddesi uyarınca sözlü yargılama ve hüküm için duruşma günü tayini gerektirir bir durum görülmediğinden sözlü yargılamaya geçilmesine karar verildiği belirtilerek yargılamaya devam olunduğu ve aynı celse davalı vekilinin yokluğunda karar verildiği, taraflara az yukarıda yazılı olduğu üzere kanunun aradığı şekilde ihtaratlı bir bildirim yapılmadığı anlaşılmaktadır. O halde, 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, usulüne uygun sözlü yargılama yapılmadan davalının savunma hakkını kısıtlayacak ve adil yargılanma hakkını etkileyecek şekilde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-T.C. Anayasası"nın 36/1. maddesinde "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" düzenlemesine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir" düzenlemesine düzenlemesine yer verilmiştir.
Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re"sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.
Bu kapsamda, HMK"nun 177/2. maddesindeki ıslah dilekçesinin tebliği konusundaki düzenlemeler, adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulmuş olup hassasiyetle üzerinde durulmalıdır. Anılan tüm bu yasal düzenlemelerde, davada taraf olanların haklarının korunması amaçlanmış olup tarafların yargılama süreçlerine etkin katılımının sağlanması ise, mahkemece yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olması ile sağlanabilecektir.
Somut olayda; davalı ... şirketine ıslah dilekçesinin tebliğ edilmediği, bu dilekçeye karşı cevap verme imkanından yoksun bırakıldığı görülmektedir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği, davalı ... şirketine ıslah dilekçesinin usulüne uygun şekilde tebliği ile davalının savunma hakkını kullanması gerekirken, usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalının cevap hakkını da kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.
3-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.