10. Ceza Dairesi 2015/5227 E. , 2016/216 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi (CMK. 250. maddesi ile görevli)
Suçlar : 1- Uyuşturucu madde ticareti yapma (sanıklar ..., ... ve .... hakkında)
2- Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma (sanık ... hakkında)
Hüküm : Mahkûmiyet (sanıklar ..., ... ve ...hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma, sanık... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma)
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A) Sanık ... hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan" kurulan hükmün incelenmesi:
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenin dışındaki yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükmolunan adli para cezasının 5083 sayılı Kanun"un 1. maddesi ile hükümden sonra 01/01/2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu"nun 04/04/2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca, Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın eşinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, CMUK"nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; YTL olarak hükmolunan adli para cezalarının TL"ye dönüştürülmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B) Sanıklar .... ve.... hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan" kurulan hükümlerin incelenmesi:
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipinin doğru olarak belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Adli para cezalarının, 5083 sayılı Kanun"un 1. maddesi ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu"nun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3- 5237 sayılı TCK"nın 5 ve 53. maddeleri ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un geçici 1. maddesi hükmü gereğince, sanık ... hakkında 2918 sayılı Kanun"un 119. maddesinin uygulanmasına olanak bulunmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1- YTL olarak hükmolunan sonuç adli para cezalarının TL"ye dönüştürülmesi,
2- TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması,
3- Sanık ..."nin sürücü belgesinin geri alınması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
C) Sanık ... hakkında "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçundan kurulan hükmün incelenmesi;
Mahkemenin suçu nitelendirmesinin doğru olduğu ve suç tarihinden inceleme tarihine kadar 765 sayılı TCK’nın 102. maddesinin 4. fıkrası ve 104. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA; 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrası ve 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesinin 8.fıkrası gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
25.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.