1. Hukuk Dairesi 2014/22356 E. , 2017/3031 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, tazminat ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda, asıl davadaki el atmanın önlenmesi ve yıkım talebinin birleştirilen davada tazminat istemine dönüştürüldüğünden karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın kabulüne ilişkin verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, çekişme konusu 10 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını, davalının komşu parselin maliki iken taşınmaza binaya yapmak suretiyle el attığını iddia ederek, davalının taşınmaza el atmasının önlenmesine, taşan kısmın yıkımına ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı, davacının kötü niyetli olduğunu, binanın yapımından haberdar olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece , asıl davada yıkım isteğinin reddine, birleştirilen davada tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, Dairece ‘... Mahkemece yerinde yeniden gerektiğinde üç kişilik harita mühendisi sıfatını haiz kişilerin de yer aldığı bilirkişi kurulu aracılığıyla keşif yapılması, yukarıda değinilen ilkeleri ve hususları kapsar ve raporlar arasındaki çelişkileri giderir şekilde inceleme ve araştırma yapılması, taşkınlığın tecviz (yanılma) sınırları içinde kalıp- kalmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, davalı- birleşen davanın davacısının talep ettiği tazminat belirlenirken taşkın arzın değeri, taşkın yapının değeri ve taşkınlık nedeniyle varsa davacı- birleşen davada davalının taşınmazında meydana gelen değer kaybının saptanması, taşkın kısmın Belediye Encümen Kararına dayalı olarak (3194 sayılı İmar Yasasının 15. ve 16. maddeleri uyarınca) ifrazının mümkün olup- olmadığının açıklığa kavuşturulması, ifrazı mümkün ise TMK"nun 725. maddesinin değerlendirilmesi, ifrazın mümkün olmaması halinde istek de gözetilmek suretiyle irtifak hakkı tesis edilip- edilemeyeceği üzerinde durulması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.’ gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılamanın sonucunda asıl davadaki el atmanın önlenmesi ve yıkım talebinin birleştirilen davada tazminat istemine dönüştürüldüğünden bu istek yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yazılı olduğu üzere karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin buna yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalının vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Hemen belirtmek gerekir ki, dava açılırken 10.000,00 TL üzerinden harç yatırılmış olup, dava kısmen kabul edildiğine göre yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına reddedilen kısım üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinde kuşku yoktur.
Hâl böyle olunca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 326/1. maddesi ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gözetilerek, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına ret edilen miktara göre vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi isabetsizdir.
Davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün vekâlet ücreti yönünden (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.