1. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/2394 Karar No: 2017/3030 Karar Tarihi: 31.05.2017
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/2394 Esas 2017/3030 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2017/2394 E. , 2017/3030 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları ...’in diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak maliki olduğu 341, 386, 387, 390 ve 404parsel sayılı taşınmazları davalılara devrettiğini ileri sürerek, muvazaalı devirler nedeniyle davalılar adına oluşan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’in 2011 yılında öldüğü, mirasçı olarak geriye taraflar ile dava dışı şahısları bıraktığı, maliki olduğu beş parça taşınmazı farklı tarihlerde satış suretiyle davalılara devrettiği anlaşılmaktadır. Davacılar, dava dilekçelerinde tanık deliline dayanmış, 06.03.2013 havale tarihli dilekçeleri ile de tanık isimlerini bildirmiş olmasına rağmen, mahkemece tanıklar dinlenilmeden sonuca gidilmiştir. Bilindiği ve Türk Medeni Kanunu"nun 6.maddesinde düzenlendiği üzere "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olayların varlığını ispatla yükümlüdür." Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 190/1. maddesi gereğince "ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. O halde, tarafların delilleri toplandıktan sonra değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca bu tür davalarda, taraflarca delil bildirme ilkesi geçerlidir. Davacılar, mahalli bilirkişi deliline dayanmamışlardır. Mahkemece; tanık olarak gösterilmeyen ancak resen mahalli bilirkişi sıfatıyla dinlenilen kişilerin beyanlarına dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesi de doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.