8. Hukuk Dairesi 2010/3641 E. , 2010/5465 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... mirasçıları; ... ve müşterekleri ve dahili davalılar ... ve müşterekleri, birleşen davanın davalıları ... ve Zübeyde ...aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Menderes Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.04.2008 gün ve 741/334 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalılardan ... vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.11.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ... vekili Avukat ...geldi. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, davalıların miras bırakanları adına tapuda kayıtlı bulunan 1017 sayılı parselin TMK.nun 713/2. fıkrasında yer alan maliki 20 yıl önce ölmüş bulunan ve tapu kaydının bu nedenle hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle muris adına olan tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ..., ... ve ... vekilleri, davayı kabul ettiklerini, ancak vekalet ücreti ve yargılama giderleriyle sorumlu tutulmamaları gerektiğini bildirmişlerdir.
Diğer davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamışlardır.
Mahkemece, 1017 sayılı parselin tapu kaydının iptaliyle davacının miras bırakanı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hükmün, esasa ilişkin bölümü davalı ... vekili, yargılama giderlerine ait bölümü ise, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK.nun 713/2.fıkrasında ifadesini bulan tapu malikinin 20 yıl önce ölmüş bulunması ve bu nedenle tapu kaydının hukuki değerini yitirmesi hukuki sebebine dayalı olarak TMK. nun 713/1-2.fıkraları ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Davacı vekili, dava dilekçesinde parselin tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş, 10.4.2008 tarihli yargılama oturumundaki beyanında ise davacının miras bırakanı ... adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir. Aynı yargılama oturumunda ..."a ait veraset belgesini de dosyaya sunmuştur. Sunulan ..."ın veraset belgesine göre muris ... 28.11.1997 tarihinde ölmüştür.4.5.1978 tarih ve 4/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ölü kişiye karşı dava açılamadığı gibi ölü kişi adına iptal ve tescile de karar verilemez. Kişilik TMK.nun 28. maddesi gereğince ölümle son bulur. Bu bakımdan mahkemenin ölü kişi adına iptal ve tescile karar vermesi anılan maddeyle Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına aykırıdır. Ne var ki, taşınmazın muris ...’dan kaldığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava üçüncü kişilere karşı açılmıştır. Taşınmazın zilyetliği ...’dan mirasçılarına geçtiğine göre ...’ın terekesi TMK.nun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Terekeye dahil bir taşınmaz için bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve yetkisi yoktur. Dava da bir tasarrufi işlem olduğundan tüm mirasçıların davayı üçüncü kişilere karşı birlikte açmaları gerekir. Davacı başlangıçta kendi adına tapu kaydının iptaliyle tescile karar verilmesini istemiş, daha sonra ise ortak miras bırakan ... adına iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir. Bu istek gözetildiğinde davanın bulunduğu bu haliyle taraf teşkilinin sağlanması mümkündür.
Şu halde; davacı vekilinin 10.4.2008 tarihli yargılama oturumundaki beyanı gözetildiğinde muris adına iptal ve tescile karar verilmesini istemek tüm mirasçılar adına iptal ve tescile karar verilmesini istediği şeklinde yorumlamak ve anlamak gerekir. Bu nedenle öncelikle ...’ın veraset belgesinde yer alan dava dışı kalan tüm mirasçıların davacı sıfatıyla yer almalarının sağlanması ya da açılmış bulunan davaya karşı olurlarının alınması veya ...’ın terekesine temsilci atanmak suretiyle davanın yürütülmesi, böylece taraf teşkilinin sağlanması gerekmektedir. Dava koşulu yerine getirilmeden ölü kişi adına iptal ve tescile karar verilmesi bu bakımdan doğru değildir.
Bundan ayrı davalı ...’in kendisine yapılan tebligata verilen bilgiye göre vesayet altında olduğu anlaşıldığından bu hususun mahkemece araştırılıp değerlendirilmesi zorunludur.
Yargıtay HGK.nun 17.2.2010 tarih ve 2010/8-58 Esas, 2010/78 Karar sayılı kararı gereğince TMK.nun 713/2.fıkrasına dayalı olarak tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan davalarda harcın ve yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi ilkesi kabul edildiğinden bu nedenle davacı vekilinin yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığından REDDİNE,
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve dava koşulu nedeniyle HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı ...’a verilmesine ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine ve 101,00 TL peşin harcında istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 09.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.