21. Hukuk Dairesi 2015/4992 E. , 2015/11532 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 30/04/2000 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının ilk tevkifatı takip eden 30.04.2000 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasaya tabi .... sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece,davanın kabulü ile davacının davacı ... "in .... Sigortalılığının başlangıç tarihinin 01.05.2000 olarak, tespitine karar verilmiştir. ....sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Prim kesintisine dayalı tespit davalarında, ilk prim kesintisinin yapıldığı yılı takip eden yıllarda da, prim kesintisinin veya ürün tesliminin yani tarımsal faaliyetin düzenli olması gerekir. Düzenli prim kesintisi ve ürün tesliminden amaç, bunun her yıl yapılabileceği gibi, prim kesintisi veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında devam ettiği durumlarda da düzenli olduğu dolayısıyla tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı HMK 297 (1086 sayılı HUMK 388.mad.) maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Diğer taraftan, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 04.11.2000-20.10.2012 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasaya tabi .... sigortalısı olarak tescil edildiği, 30.04.2000 tarihli ve 20.08.2003 tarihli makbuzlarda tevkifat olduğu, tevkifatlarda sadece ... olarak ad soyad yazılı olduğu, Kurum tarafından 28 ... olduğundan bu tevkifatların davacıya mal edilmediği, 06.11.1995 tarihinden itibaren ... Odası kaydının devam ettiği, adına kayıtlı zirai arazisinin bulunduğu, anlaşılmaktadır.
Somut olaya gelince; davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği tevkifatlarda sadece ... yazdığı ve açık kimlik bilgisinin olmadığı görülmekle, bu tür davalarda gösterilmesi gereken özen gereğince mahkemece açıklanan şekilde davacının ... sigortalılığının varlığı ve aidiyeti yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği, 1 günlük .... sigortalılığına karar verilemeyeceği ve bu durumun infazda tereddüt yaratacağı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; 2000 ve 2003 yıllarındaki tevkifatların o dönemdeki muhtar ve azaların tespitiyle, davacının ürünleri hangi komisyoncuya teslim ettiğinin ve başka bir ... adında şahsın bulunup bulunmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, ilgili nüfus müdürlüğünden Başka bir ... olup olmadığını araştırmak, ...ndan sözk konusu yerde .... sigortalısı ... adlı kaç kişi olduğunu araştırmak ve nüfus müdürlüğünden gelen kayıtlarla karşılaştırmak, tevkifatlarda adı geçen komisyoncuları davada dinleyerek ürün teslimini davacının yapıp yapmadığını sormak, tüm deliller bir arada söz konusu tevkifatların davacıya aidiyeti olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtlandıktan sonra, davacının dosya kapsamında aidiyet iddiası bulunan prim kesintileri haricinde prim kesintisi veya ürün teslimi bulunup bulunmadığı araştırılarak bunlara ilişkin belgeleri getirtmek, bulunması halinde ise, yukarıda anlatılan ilkeler ışığında davacının ....sigortalısı olduğu süreleri tespit ederek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Öte yandan; davacı davasında sigortalılık süresinin tespitini amaçladığı halde mahkemece, sigortalılık süresi açıkça belirtilmemiştir. Dolayısıyla sigortalılık süresinin başlangıcının ve sonunun belli olacak şekilde açıkça gösterilmemesi, hükmün infazında tereddüt meydana getireceğinden HMK 297/2 maddesine aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.