Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/2366
Karar No: 2022/5465
Karar Tarihi: 12.04.2022

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2022/2366 Esas 2022/5465 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2022/2366 E.  ,  2022/5465 K.

    "İçtihat Metni"


    Nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından hakkında kamu davası açılan sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında, Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin 04/03/2015 gün ve 2013/127 Esas, 2015/42 Karar sayılı kararı ile her iki suçtan mahkumiyet hükmü kurulduğu, hükmün sanıklar müdafileri tarafından temyiz edildiği, Dairemizin 04/04/2016 gün ve 2016/733 Esas, 2016/2667 Karar sayılı kararı ile “bozulmasına” karar verildiği, bozma kararına uyan Ardahan Ağır Ceza Mahkemesince 13/02/2018 gün ve 2016/70 Esas, 2018/71 Karar sayılı hükmün kurulduğu, kararın sanıklar müdafileri tarafından temyiz edildiği, Dairemizin 01/02/2021 gün ve 2019/144 Esasa, 2021/1983 sayılı kararı ile “kısmen onanması, kısmen bozulmasına” karar verildiği, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında mağdurlar ... ve ...’a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan 04/03/2015 günlü kararın onanması kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/03/2022 gün ve KD-2022/36346 sayılı yazıları ile “ ....Mağdurlar ... ve ...’a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları yönünden sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkındaki 04/03/2015 tarihli bozma öncesi verilen mahkumiyet hükmünün Yüksek Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 01/02/2021 gün ve 2019/144 Esas, 2021/1983 Karar sayılı ilamı ile onanmasının yerinde olup olmadığı hususu itirazımızın özünü oluşturmaktadır.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Ardahan Cumhuriyet Başsavcılığının 12/11/2013 gün ve 2013/833 Esas sayılı iddianamesi ile; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında mağdurlar ..., ..., ..., ... ve ...'a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan eylemlerine uyan TCK'nun 109/2-3-b, 43 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları iddiasıyla kamu davası açıldığı,
    Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin 04/03/2015 gün ve 2013/127 Esas, 2015/42 Karar sayılı ilamı ile; "..Her ne kadar sanıklar mağdurlara yönelik hürriyeti tahdit suçunu işlemediklerini iddia
    etmiş iseler de, mağdurların esas hakkında mütalaa verilen son celselere kadar birbirleriyle örtüşen beyanlarından anlaşıldığı üzere;
    Sanıkların olayın başlangıcında mağdurlar ... ve ...'ı dövdükten sonra sanıklar ... ve ...'in ... ve ...'ı yağma suçunu kolaylaştırmak amacıyla kendi araçları ile
    zorla bir yere götürmeleri şeklindeki eylemde sanık ... ve ...'in üzerine atılı hürriyeti tahdit suçunun oluştuğu kanaati hasıl olmuş,
    Sanıklar ... ve ...'ın da bayan mağdurları araçla başka bir yere götürmeleri şeklindeki eylemlerinde de bayan mağdurların iradesi ve istekleri dışında araçla bir yere götürülmeleri karşısında sanıkların üzerlerine atılı hürriyeti tahdit suçunu oluşturduğu kanaati hasıl olmuş,
    Sanıkların eylem ve fikir birliği içerisinde yağma suçunu gerçekleştirmek amacıyla önce erkek mağdurları dövdükleri ve hatta sanık ...'ün araca zarar verdikleri hürriyeti tahdit eyleminde sanıkların erkek mağdurlara yönelik eyleminde erkek mağdurlara yönelik hürriyeti tahdit eyleminde cebir unsurunun gerçekleştiği konusunda şüphe kalmamış, her ne kadar sanıklar bayan mağdurlara yönelik vucud bütünlüğüne yönelik bir harekette bulunmamış iseler de, gecenin en karanlık vaktinde ve ıssız bir yerde gerçekleşen olayda bayan mağdurlar yönünden öncesinde
    birlikte geldikleri erkeklerin dövülerek zorla bir yere götürülmeleri ve hemen akabinde yalnız kaldıkları diğer 2 erkek sanığın bu olayı gören bayan mağdurlara araca binin şeklindeki sözlerinin ve bu eksendeki hareketlerinin cebir olarak değerlendirilmesinin gerekeceği, çünkü sanıkların olay yerine birlikte geldikleri, hareketleri birlikte gerçekleştirdikleri ve mağdurların da bu hareketlerin tamamını gördükleri ve bir kısmına da maruz kaldıkları dikkate alındığında bayan mağdurlar yönünden de hürriyeti tahdit suçunun cebir ile işlendiği anlaşılmış,
    Her ne kadar sanık ... ve ..., ... ve ...'a zorla bir yere götürülme eylemine sanıklar ... ve ...'de bayanları bir yere götürme eylemine katılmamış iseler de, sanıkların önceden eylem ve fikir birliği içerisinde aynı kast altında hareket ederek olay yerine geldikleri, aralarındaki iş bölümü gereği ... ve ...'in ... ve ...'ı zorla götürdüğü, ... ve ...'ın da bayan mağdurları zorla götürdükleri, bu eylemlerin aynı anda olması ve yağma suçu gerçekleştikten sonra yine aynı şekilde birlikte hareket ederek olay yerinden ayrılmış olmaları da dikkate alındığında sanıkların her bir hürriyeti tahdit suçundan dolayı sorumlu oldukları anlaşılmakla, her bir sanık her bir hürriyeti tahdit suçundan dolayı ayrı ayrı cezalandırılmış,
    Sanıkların hürriyeti tahdit eylemini gerçekleştirdikleri yerin ıssız bir yer olması gecenin en karanlık vaktinde işlenmiş olması, bu suçu yağma suçunu kolaylaştırmak amacıyla işlemiş olmaları, sanıkların sayısı ve sanıkların hepsinin dosyaya yansıyan ve Adli Sicil kayıtlarından ve UYAP kayıtlarından anlaşılan sabıkalı kişilikleri dikkate alınarak cezalandırılırken alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmış,
    Her ne kadar sanıkların üzerlerine atılı hürriyeti tahdit suçundan dolayı TCK'nun 43. maddesinin uygulanması istenilmiş ise de, sanıkların ... ve ...'a yönelik ayrı ayrı eylemlerinin bulunması, yine benzer şekilde bayan mağdurların bir kısmına benzer şekilde ayrı ayrı eylemlerinin bulunması ve kendilerine karşı herhangi bir hareket bulunmayan mağdurlar yönünden ise de, mağdurların yağma suçuna kadar ki olaylara kadar hepsini görmeleri ve hareketlerin bir kısmına maruz kalmaları ve araç ile bir yere götürülmeleri eyleminde sanık yönünden TCK'nun 43. maddesi uygulanmamış ve sanıklar her bir mağdur yönünden hürriyeti tahdit suçu ile cezalandırılmışlardır,
    Sanıkların üzerlerine atılı müsnet hürriyeti tahdit suçunu birden fazla kişi ile birlikte işledikleri anlaşıldığından cezalarından TCK'nun 109/3-b maddesi gereğince arttırım yapılmış,
    Her ne kadar sanıklar hakkında TCK'nun 110. maddesinin uygulanması istenilmiş ise de, bu maddenin uygulanması için hürriyeti tahdit suçunun rızaen sona ermesinin gerekeceği ve bu sona erme eyleminde mağdurun şahsına zarar verilmemesinin gerekeceği, dava konusu olayda sanıkların yukarıda izahı yapıldığı üzere cebir ile mağdurların hürriyetlerini tahdit ettikleri, cebir ile işlenen hürriyeti tahdit suçlarında TCK'nun 110. maddesinin uygulanmasının birbiri ile çelişeceği ve olayın akabinde gerek bayan gerekse erkek mağdurların bırakıldıkları yerin güvenli bir yer olmaması da dikkate alındığında sanıklar hakkında TCK'nun 110. Maddesi uygulanmamış, (Yargıtay kararı yazılacak)
    Sanıkların sabıkalı kişilikleri ve TCK'62. maddesinin atıfet maddesi olmaması da gözönünde bulundurularak sanıklar hakkında TCK'nun 62. maddesi uygulanmamış,
    Verilen cezanın miktarı dikkate alınarak şartları oluşmadığından TCK'nun 50, 51 ve CMK'nun 231. maddeleri uygulanmamış,
    Sanık ...'in Ardahan Asliye Ceza Mahkemesi'nin 04/07/2007 tarih ve 2006/123 esas, 2007/264 karar sayılı ilamı ile hakaret suçundan dolayı 1 yıl 14 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırıldığı, bu cezanın 16/01/2008 tarihinde kesinleştiği, 22/12/2010 tarihinde yerine getirildiği, mahkememiz suç tarihinin 20/10/2013 olduğu dikkate alındığında 5237 sayılı TCK'nun 58. maddesi kapsamında sanığın 3 yıl içerisinde yeniden suç işlediği anlaşıldığından sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin olarak 5237 sayılı TCK'nun 58. maddesi tatbik edilmiştir. " gerekçesiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında mağdurlar ..., ......, ..., ... ve ...'a yönelik eylemlerine uyan TCK'nun 109/2-3-b, 53/1 maddeleri uyarınca 6 yıl hapis cezası ile (5 kez) cezalandırılmalarına karar verildiği, hükmün süresi içerisinde sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından düzenlenen 22/12/2015 tarihli tebliğname ile mahkeme hükmünün "BOZULMASI" nın talep edildiği,
    Yüksek Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 04/04/2016 gün ve 2016/733 Esas, 2016/2667 Karar sayılı ilamı ile;
    "...
    3-)Kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçunda sanıkların, yakınanlar ... ve ...'ı darp edip yaraladıkları, sanıklardan ...'ün yakınan ...'a cinsel tacizde bulunduğu anlaşılmakla, adı geçen mağdurlar yönünden TCK'nın 110.maddesinin tatbiki mümkün değil ise de; yakınanlar ... ve ...'i şahıslarına zarar vermeden serbest bıraktıklarından, bu mağdurlar yönünden haklarında TCK'nın 110.maddesindeki etkin pişmanlık hükmünün uygulanmaması,
    ...
    5-)TCK'nın 62/2. maddesindeki hususlar gözetilmeden, yazılı şekildeki yetersiz gerekçelerle anılan maddenin uygulanmaması,
    6-)Sanıkların, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar TCK'nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; ancak, TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildiği takdirde, kendi altsoyu üzerinde TCK'nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluğunun sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ... ve ... savunmanlarının temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle BOZULMASINA," karar verildiği,
    Bozma üzerine, Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin 13/02/2018 gün ve 2016/70 Esas, 2018/71 Karar sayılı ilamı ile sanıklar ..., ..., ... ve ...'ün kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mağdurlar ... ve ...'a yönelik eylemlerine uyan TCK'nun 109/2-3-b, 110, 62/1, 53/1, 63 maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile (2 kez) cezalandırılmalarına karar verildiği, hükmün süresi içerisinde sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından düzenlenen 14/07/2018 tarihli tebliğname ile mahkeme hükmünün "ONANMASI" nın talep edildiği,
    Yüksek Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 01/02/2021 gün ve 2019/144 Esas, 2021/1983 Karar sayılı ilamı ile ;
    "Hükmedilen cezaların miktarlarına göre, sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 318 ve 421. maddeleri uyarınca yerinde görülmeyerek yapılan incelemede;
    I-Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında, mağdurlar ... ve ...’a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, mağdur ...’ya yönelik nitelikli yağma suçlarına mağdurlar ... ve ...’a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları yönünden 04/03/2015 tarihli bozma öncesi verilen mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
    Sanıkların, mağdurlar ... ve ...’a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin 04/03/2015 günlü ve 2013/127-2015/42 sayılı kararı ile verilen mahkumiyet hükmü ile ilgili olarak, Dairemizin 06/04/2016 gün ve 2016/733-2667 sayılı bozma ilamında herhangi bir hüküm kurulmadığı tespiti ile;
    15.04.2020 gün ve 13100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinde yapılan değişikliğin, infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanıklar ..., ..., ... ve ... müdafıilerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye kısmen uygun olarak ONANMASINA," karar verildiği anlaşılmıştır.
    Sanıklar ..., ..., ... ve ...'ün mağdurlar ... ve ...'a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarına ilişkin Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin 04/03/2015 gün ve 2013/127 Esas, 2015/42 Karar sayılı ilamı ile eylemlerine uyan TCK'nun 109/2-3-b, 53 maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği, bu kararın temyiz üzerine Yüksek Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 04/04/2016 gün ve 2016/733 Esas, 2016/2667 Karar sayılı ilamı ile "5-)TCK'nın 62/2. maddesindeki hususlar gözetilmeden, yazılı şekildeki yetersiz gerekçelerle anılan maddenin uygulanmaması," isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği, bozma üzerine Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin 13/02/2018 gün ve 2016/70 Esas, 2018/71 Karar sayılı ilamı ile sanıklar hakkında mağdurlar ... ve ... yönünden mahkumiyet hükmü kurulmadığı halde ve Yüksek Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 04/04/2016 gün ve 2016/733 Esas, 2016/2667 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına rağmen, Yüksek Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 01/02/2021 tarihli ve 2019/144 Esas, 2021/1983 Karar sayılı kararı ile mağdurlar ... ve ...’a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları yönünden 04/03/2015 tarihli bozma öncesi verilen mahkumiyet hükmünün onanmasının yerinde olmadığı, bu mağdurlar yönünden Yüksek Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 04/04/2016 gün ve 2016/733 Esas, 2016/2667 Karar sayılı bozma ilamının gereğinin yerine getirilmediği, ilk derece mahkemesi tarafından bu konuda hüküm kurulmadığı düşüncesiyle itiraz yasa yoluna başvurulmuştur.
    SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    1- İtirazımızın kabulü ile,
    2-Yüksek Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 01/02/2021 gün ve 2019/144 Esas, 2021/1983 Karar sayılı " mağdurlar ... ve ...’a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları yönünden 04/03/2015 tarihli bozma öncesi verilen mahkumiyet hükmünün onanması" kararının kaldırılmasına karar verilmesi,” talebiyle kararın düzeltilmesi talebinde bulunulması üzerine, dosya Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:

    T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

    Karar düzeltme istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı ve incelenen dosya içeriğine göre; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görüldüğünden KABULÜ ile,
    Dairemizin, 01/02/2021 gün ve 2019/144 Esas, 2021/1983 Karar sayılı, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında mağdurlar ... ve ...’a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan 04/03/2015 tarihli hükümlerin onanmasına ilişkin kararının kaldırılmasına,
    Dairemizin 01/02/2021 gün ve 2019/144 Esas, 2021/1983 Karar sayılı ilâmının diğer yönlerinin korunmasına, dosyanın gereğinin ifası için Ardahan Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na iadesine, 12/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi