Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/4036
Karar No: 2010/5462
Karar Tarihi: 09.11.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/4036 Esas 2010/5462 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/4036 E.  ,  2010/5462 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı ve sataşmanın önlenilmesi

    ... ve müdahil davacılar ... ve ... ile ... aralarındaki katılma alacağı ve sataşmanın önlenilmesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Kartal 3. Aile Mahkemesinden verilen 12.01.2010 gün ve 234/5 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili ile müdahil davacılar vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.11.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ... bizzat ve vekili Avukat ..., müdahil davacılar vekili Avukat ... geldiler. Karşı taraftan gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... vekili, tarafların 18.10.2003 tarihinde evlendiklerini, evlilik birliği içinde edinilerek davalı eş adına kayıtlanan ... plaka sayılı araç ile Garanti Bankası ....Şubesindeki 6696527 nolu yatırım hesabında bulunan menkul değer üzerinde edinilmiş mallara katılma rejimi kuralları gereğince vekil edeninin katılma alacağı bulunduğunu belirterek dava konusu aracın bedelinin yarısı ile banka hesabında bulunan menkul değerin yarısının davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili ise, dava konusu aracın evlilik birliğinin kurulmasından önce 3.10.2002 tarihinde vekil edeni tarafından edinildiğini, bankada bulunan mevduatın ise, bankacı olan vekil edeninin daha iyi değerlendirebileceği düşüncesi ile adına açtırılan hesapta bulunan paranın esasında doktor olarak çalışan babası ...’e ait bir mevduat olduğunu, bu nedenle dava konusu araç ve mevduat nedeniyle davacının hak talep edemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davaya katılan ... ve ... vekili, dava konusu mevduatın miras bırakanları ...’e ait paranın daha iyi değerlendirilmesi amacı ile bankacı olan davalı ... tasarrufuna bırakılan değerlere ilişkin bulunduğunu belirterek bu mevduatın miras bırakanlarına ait olduğunun tespitine ve davacı...’in davalı ...’a ait olmadığını bilmesine rağmen dava konusu mevduat üzerinde hak talep etme şeklinde gerçekleşen sataşmasının önlenilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, “müdahil davacıların davasının subut bulmadığından reddine, dava konusu olup davalı adına kayıtlı bulunan ... plakalı aracın 3.10.2002 tarihinde tarafların evliliğinden önce alınması nedeni ile davacının bu araç ile edinilmiş mallara katılma rejimine dayalı talebinin reddine, davalı adına olan Garanti Bankası ...Şubesi 6696527 nolu hesapta bulunan ve tarafların evlenme tarihi olan 18.10.2003 tarihinden sonra 1.4.2005 tarihine kadar olan 40.259.050.850 TL miktarındaki Hazine bonosunun ve daha sonra bunda meydana gelen artışların ½ hissesinin edinilmiş mallara katılma rejimi nedeniyle evlilik birliği içinde edinildiğinden davacıya aidiyetine ve davalıdan alınarak davacıya verilmesine....” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili ile davaya katılanlar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar 18.10.2003 tarihinde evlenmiş, 27.7.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle 31.10.2007 tarihinde boşanmışlardır. Tarafların başka bir mal rejimini seçtikleri ileri sürülüp kanıtlanmadığına göre; taraflar arasındaki uyuşmazlığın yasal edinilmiş mallara katılma rejimi kuralları gereğince çözüme kavuşturulması gerektiği ve ileri sürülüş biçimi dikkate alındığında davanın katılma alacağı isteğine ilişkin bulunduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak hüküm kurulması gerekir. TMK.nun 222/ son fıkrası uyarınca bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. Edinilmiş mallara katılma rejiminde tarafların dava konusu mal varlığının edinilmesinde maddi bir katkısının bulunup bulunmadığının bir önemi yoktur. Diğer bir ifade ile davacının maddi katkısının varlığını ispatlamak zorunda kalmaksızın davalıya ait mal varlığının artık değerinin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) hak sahibi olacağı açıktır. Ne var ki, dosya arasında bulunan Garanti Bankası Galatasaray Şubesine ait 13.3.2009 günlü yazıda; davalı ...’e ait şubeleri nezdindeki 068-6696527 nolu yatırım hesabında bulunan menkul kıymetin 18.10.2003 tarihindeki değerinin 520.174,94 TL olduğu, 27.7.2004 tarihindeki değerinin ise 475.133,44 TL olduğu, her iki tarih aralığında menkul kıymetlerin değerinde artış olmadığı aksine değer azalışı olduğu bildirilmektedir. Banka cevabına karşı konulmadığına, 15.12.2008 ve 15.5.2009 günlü uzman bilirkişi raporlarında; tarafların evlenmelerinden önce 27.6.2001 tarihinde 165000 TL karşılığında açılan ve Hazine bonosu alınarak değerlendirilen dava konusu yatırım hesabına tarafların evlendikleri 18.10.2003 tarihinden, taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı 27.7.2004 tarihine kadar herhangi bir para yatırılmadığı, hesaptaki tüm borç ve alacak hareketlerinin tarafların evlenmelerinden önce gerçekleştiği açıklandığına göre, dava konusu mevduatın kaynağını oluşturan değer ister davalı ...’a, isterse babası Oğuz Burhan’a ait olsun tarafların evlendikleri tarihten önce edinilen ve bu tarihte 520.174,94 TL değere sahip menkul kıymet kişisel mal niteliğinde bulunduğundan davacının bu değer üzerinde katılma alacağı hakkının olamayacağı açıktır. Ancak; TMK.nun 219. maddesi hükmü uyarınca kişisel bir malın gelirleri edinilmiş mal olduğundan böyle bir gelir var ise davacının bu gelir üzerinde katılma alacağı hakkı bulunduğu düşünülebilir. Somut olayda, dava konusu olan ve evlilik tarihinde 520.174,94 TL değere sahip olduğu belirlenen menkul kıymetin taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiği tarih olan boşanma davasının açıldığı 27.7.2004 tarihine kadar herhangi bir değer kazanmadığı ve bu hesaba başka bir değerin eklenmediği anlaşılmıştır. Ortada artan ve eklenen bir değer olmadığına göre; davacının dava konusu tasarruf üzerinde katılma alacağı veya değer artış payı alacağı adı altında bir hakkı bulunmadığı düşünülmelidir. Taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiği 27.7.2004 tarihinden sonra dava konusu yatırım hesabında bulunan menkul kıymetin değer kazanması ve 1.4.2005 tarihinde 564.704 TL değere ulaşması davacıyı ilgilendiren bir durum değildir (TMK md.225). Dava konusu mevduatta meydana gelen değer artışının 27.7.2004 tarihinden sonra gerçekleştiği hususunun gözardı edilmesi sonucunda yazılı biçimde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi açıklanan nedenlerle yerinde olmamıştır.
    Varılan sonuç, gösterilen gerekçe ve özellikle davalı ... ile davaya katılanlar arasında dava konusu yatırım hesabında bulunan paranın ortak miras bırakanları babaları ...’e ait olduğu yolunda bir uyuşmazlık bulunmaması karşısında davaya katılanların temyiz isteğinin incelenmesine de gerek görülmemiştir.
    Davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün kabule ilişkin bölümünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı ..."e verilmesine ve 17,15"er TL peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davalıya ve müdahil davacılara ayrı ayrı iadesine 09.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi