4. Ceza Dairesi 2020/18483 E. , 2020/18541 K.
"İçtihat Metni"KARAR
İmar kirliliğine neden olmak suçundan sanık ... ve ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 184/1 ve 62 maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve cezalarının aynı Kanun"un 51. maddesi gereğince ertelenmesine dair Gebze 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/01/2018 tarihli ve 2016/304 esas, 2018/88 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre; sanıklar ile birlikte diğer sanık ..."in aynı kooperatifte yönetici oldukları ve haklarında açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonunda Gebze 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/01/2018 tarihli kararı ile suça konu istinat duvarının imara aykırı yapılmasından dolayı imar kirliliğine neden olmak suçundan mahkumiyetlerine karar verildiği, verilen bu karara karşı sanık ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine de, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesinin 20/11/2018 tarihli ve 2018/1517 esas, 2018/3059 sayılı kararı ile sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm karardan çıkarılarak "sanık ..."ın imar kirliliğine neden olma suçundan cezalandırılması içim kamu davası açılmış ise de dosya kapsamına göre, yüklenen fiilin, kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle sanığın CMK"nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine" şeklinde hüküm kurulmak suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmakla; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin anılan kararında belirtildiği üzere istinat duvarının 3194 sayılı İmar Kanunu"nun 5. maddesinde belirtilen bina niteliğinde bir yapı olmaması nedeniyle, yüklenen suçun unsurları oluşmadığından dolayı sanıkların beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”denilmektedir.
I- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK"nın 280.maddesinde; "(1) Bölge adliye mahkemesi, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra;
a) İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
b) (Ek: 20/7/2017-7035/15 md.) Cumhuriyet savcısının istinaf yoluna başvurma nedenine uygun olarak mahkumiyete konu suç için kanunda yazılı cezanın en alt derecesinin uygulanmasını uygun görmesi hâlinde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
c) (Ek: 20/7/2017-7035/15 md.) Olayın daha fazla araştırılmasına ihtiyaç duyulmadan davanın reddine karar verilmesi veya güvenlik tedbirlerine ilişkin hatalı kararın düzeltilmesi gereken hâllerde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
d) İlk derece mahkemesinin kararında 289 uncu maddenin birinci fıkrasının (g) ve (h) bentleri hariç diğer bentlerinde belirtilen bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
e) Diğer hâllerde, gerekli tedbirleri aldıktan sonra davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına,
Karar verir.
(2) (Ek: 18/6/2014-6545/77 md.) Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddeder veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurar.
(3) (Ek: 20/7/2017-7035/15 md.) Birinci ve ikinci fıkra uyarınca verilen kararların sanık lehine olması hâlinde, bu hususların istinaf isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da istinaf isteminde bulunmuşcasına verilen kararlardan yararlanırlar. " hükümlerine yer verilmiştir.
Maddenin uygulanabilmesi için
-Birden fazla sanığın aynı suçu işlemiş olması,
-Aynı mahkemede yargılanıp aynı ilamla mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
-Hükmün istinaf edilebilir nitelikte olması,
-Kanuna muhalefet edilmesi nedenine dayalı bozma kararının, sanıkların lehine olması, gerekir.
Bozma kararının, hükmü istinaf etmeyen sanığa sirayet ettirilmesi için bu hususun açıkça bozma kararında belirtilmesine ya da sanığın talep etmesine gerek yoktur. Mahkemenin kendiliğinden anılan düzenlemenin gereğini yerine getirmesi mümkündür.
İnceleme konusu somut olayda; sanıkların imar kirliliğine neden olma suçundan aynı dosya kapsamında yapılan yargılamaları sonunda, mahkumiyetlerine dair hükümler kurulduğu, bu hükümleri sanıklardan ...’ın istinaf ettiği, diğer sanıklar ... ve ... hakkındaki hükümlere karşı kanun yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesi"nin, 20/11/2018 tarih, 2018/1517 esas ve 2018/3059 sayılı kararı ile sanık ...’ın imar kirliliğine neden olma suçunun unsurlarının oluşmadığından dolayı hükmü sanığın beraatı yönünde düzelterek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verdiği, bu kararın istinaf başvurusunda bulunmayan sanıklar ... ve ..."ın hukuki durumunu da etkilemesi nedeniyle, istinaf talebinde bulunma hakkından yararlanmayan sanıklar yönünden yasal şartları oluştuğundan 5271 sayılı CMK"nın 280/3. maddesi gereğince, istinaf kararının sirayet ettirilmesinin mümkün olacağı anlaşılmıştır.
İncelenen dosyada, yasaya aykırılığı, hükmün kesinleşmesini ve infazını engelleyen usule ilişkin yasal düzenleme mevcut iken, bu yolun kullanımına başvurulmaksızın, olağanüstü yasa yolu olan kanun yararına bozma yoluna gidilmesi hukuka aykırıdır.
II- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 07/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.