3. Hukuk Dairesi 2018/301 E. , 2018/10999 K.
"İçtihat Metni"Davacılar ..., ... ve ... ile davalı ... aralarındaki hediyelerin iadesi ve tazminat davasına dair ... 6. Aile Mahkemesinden verilen 31/12/2015 günlü ve 2015/493 E. - 2015/973 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 09/11/2017 günlü ve 2016/3755 E. - 2017/15650 K. sayılı ilama karşı davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, ...ve ... arasındaki nişanının bozulduğunu, nişan nedeni ile davalıya verilen hediyelerin iade edilmediğini ileri sürerek hediyelerin aynen iadesine olmaz ise bedeli olan ( şimdilik ) 15.000.00.-TL nin dava tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar, 09/12/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talep sonucunu ... için 9.153.00.-TL, Hamdi için 15.200.00.-TL, Handan için 10.425.00.-TL ye yükseltmişlerdir.
Davalı, karşı dava dilekçesinde; davanın reddine ve hakaret ,tehdit içeren sözler söyleyen , başka bir hanım ile ilgilenen, nişanın bozulmasında kusurlu olan davalı ..."in 25.000,00-TL manevi tazminatı dava tarihinden yasal faizi ile ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacıların ziynet eşyalarına yönelik açtığı davanın kısmen kabulüne, davalı ..." ün açmış olduğu karşı davanın kısmen kabulüne, 15.000,00-TL manevi tazminatın davacı karşı davalı ..."dan alınarak ..."e ödenmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş ,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, anılan karar Dairemizin 2016/3755 Esas – 2017/15650 Karar sayılı ve 09/11/2017 tarihli kararı ile onanmıştır.
Onama ilamına karşı, davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiş olmakla yeniden yapılan incelemede;
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair karar düzeltme itirazları yerinde değildir.
2-) Kişilik değerlerinde oluşan manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Objektif eksilmeden ise, sadece o kişi için değil; toplumdaki diğer bireylerin de aynı zarara (duruma) düşmeleri anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Yasanın 23. ve devamı maddelerinde kişilik haklarının korunmasına yönelik hükümler düzenlenmiş olup ilgili yasal hükümlerle manevi tazminat verilebilecek olgular sınırlandırılmıştır.
4721 sayılı TMK. Nun 121. maddesine göre, nişanın bozulması yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.
Bilindiği üzere; manevi tazminat, haksız bir eylemin yarattığı üzüntünün, duyulan elem ve acıların giderilmesini amaçlayan bir ödencedir. Manevi zarar, mal varlığına dokunmayan, yaşam, sağlık, namus, sır, aile mahremiyeti gibi mal varlığı harici varlıklarda meydana gelen azalma olup, bu zarar manevi tazminatla giderilmeye, azaltılmaya çalışılmıştır.
Bir nişanın bozulmasının, taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Ne var ki, davacı nişanın bozulması nedeniyle, fahiş bir zarara uğramış ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir.
Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hâkimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir.
Hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Buna göre somut olayda, davalı ... "in nişanlı iken başka bir hanım ile ilgilendiği, davacı ..."ye hakaret ve tehdit içeren sözler söylediği anlaşılmaktadır . Mahkemece tazminatın niteliği de gözetilerek hakkaniyete uygun, ceza niteliğine bürünmeyen, aynı zamanda zenginleşme aracı olmayacak ölçüde manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, yukarıdaki ilkelere aykırı şekilde yüksek tazminata hükmedilmesi adil ve hakkaniyete uygun bulunmamıştır.
O halde, mahkemece; zenginleşme aracı olmayacak ölçüde hakkaniyete uygun bir manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yüksek miktarda tazminata karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Mahkemece, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirdiği halde mahkeme kararının yanılgı ile onandığı yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşılmıştır.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle sair karar düzeltme taleplerinin reddine , 2. bentte açıklanan nedenlerle, davacı ..."in karar düzeltme isteğinin kabulü ile, Dairemizin 2016/3755 Esas – 2017/15650 Karar sayılı ve 09/11/2017 tarihli onama kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının düzeltme isteyene iadesine, 05/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.