Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8665
Karar No: 2016/3695
Karar Tarihi: 06.04.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/8665 Esas 2016/3695 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/8665 E.  ,  2016/3695 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... ... ... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2014
NUMARASI : 2014/1109-2014/629

Taraflar arasında görülen davada ... ... ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/12/2014 tarih ve 2014/1109-2014/629 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %50 ortağı ve müşterek/münferit imza yetkisine sahip şirket müdürü olduğunu, müvekkili gibi müşterek/münferit müdür olan diğer şirket ortağının, müvekkilinin bilgisi dışında ticari faaliyetler yürütme çabasında olduğunu, fatura düzenlediğini ve fatura KDV"lerini ödemeyerek şirketi zarara uğrattığını, diğer ortağın, şirketin muhasebecisini değiştirmesi nedeniyle müvekkilinin ticari faaliyetlerinden tamamen muaf tutulduğunu, müvekkilinin, şirket ortağına ve şirketin yeni muhasebecisine şirket defterlerini incelemek için çektiği ihtaratlardan da sonuç alamadığını, şirket müdürlüğünden istifa ettiğine ve akabinde ortaklıktan ayrılmak istediğine yönelik davalı şirkete ayrı ayrı ihtarname tebliğ ettiğini ileri sürerek, müvekkilininortaklıktan ayrılmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili şirketten çektiği bedelleri ve şirkete olan sermaye taahhüt borcunu ödemediğini, müvekkil şirketi zarara uğrattığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının ortağı ve müdürü olduğu şirkette TTK madde 614 kapsamında bilgi alma hakkını kullanamadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının davalı şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, 6102 sayılı TTK"nın 638. maddesi gereğince açılan limited şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkin olup işbu davayı ortak, haklı sebeplerin varlığı halinde açabilir.
Mahkemece, davalı şirketin TTK"nın 614. maddesi gereğince davacının bilgi alma ve defterleri inceleme hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle çıkma isteminde haklı olduğu sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, 6102 sayılı TTK"nın “Bilgi alma ve inceleme” başlıklı 614/(1) ve (2) bentleri uyarınca, her ortak, müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konuda inceleme yapabilir. Genel kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse, ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir. Somut olayda, davacının bu konuda bir girişimde bulunmadığı, yasal yolları tüketmediği uyuşmazlık konusu değildir. Bu durumda davacının bir başına defterleri inceleme hususunda ihtar çekmiş olması ve bu ihtara cevap verilmemiş olması nedeniyle haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/04/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY

1- Dava, limitet şirket ortaklığından haklı sebeple çıkma istemine ilişkindir.
2- 6102 S. TTK’nın 638 (6762 S. TTK’nın 551) maddesi uyarınca, her bir ortağın haklı sebeplerin varlığı halinde şirketten çıkmasına izin verilmesini isteme hakkı bulunmaktadır.
3- Haklı sebep kavramının ne olduğu hususunda Kanunda açık bir düzenleme bulunmasa da, öğretide; her bir ortağın şahsi veya maddi nedenlerle ortaklıktan çıkmayı talep edebileceği, limitet şirketin finansal yapısı (sürekli zarar), sermaye ihtiyacına rağmen bu ihtiyaca cevap verilememesi, diğer ortakların tutum ve davranışları, kötü yönetim vs. gibi sebeplerin haklı sebep olarak kabul edilebileceği ifade edilmektedir (Ü.Tekinalp, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, 2015, s. 561). Söz konusu hak her bir ortağın vazgeçilemez haklarından biridir. Bir ortaktan, çekilemez hale gelen ortaklık ilişkisini devam ettirmesi istenilemez.
4- Dairemiz uygulamasında da, “…az sayıda ortak arasındaki anlaşmazlık ve güven ilişkisinin zedelenmesi…” şirketten haklı olarak çıkma sebebi olarak kabul edilmektedir (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 23.10.2004 T. ve 2011/298 – 2014/16278 sayılı kararı).
5- Somut olayda, davalı şirket iki ortaklı olup, davacının %50, diğer ortak Özgür Şanlı’nın da %50 oranında ortak oldukları, her ikisinin de yönetim ve temsil yetkisinin bulunduğu, kuruluşunun üzerinden iki yıl bile geçmeden ortaklar arasında huzursuzluk ve güvensizlik meydana geldiği, şirketi fiilen idare eden diğer ortak Özgür’ün davacı ortaktan habersiz şekilde şirket muhasebecisini değiştirdiği, şirketin işleyişiyle ilgili olarak davacı ortaktan bilgi sakladığı, davacı ortağın bilgi alma çabalarının sonuçsuz kaldığı, hatta bu amaçla diğer yönetici ortak Özgür’e gönderilen 26.11.2012 tarihli ihtarnamenin de sonuçsuz kaldığı, ortaklar kurulunun toplanamadığı, şirketin zararda olduğu, ortaklar arası huzursuzluk, kaybolan güven ilişkisi ve bilgi edinmede çekilen sorun ve sıkıntılar birlikte düşünüldüğünde ortaklığın devamının çekilemez bir hal aldığı ve haklı sebeple çıkma koşulunun gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
6- Yerel mahkemece, rapor alınan bilirkişi heyeti de davacının haklı sebeple ortaklıktan çıkma hakkının doğduğu yönde görüş bildirmiştir.
7- Bizatihi davalının kendisi de, davacının şirket ortaklığından ayrılmasına karşı çıkmadığı, sadece sermaye koyma taahhüdünün bir kısmının yerine getirilmediği ve bunun yerine getirilerek davacının şirketten ayrılabileceğini ifade ettiği görülmektedir.
8- HMK 26 maddesi uyarınca, hakim tarafların talepleriyle bağlı olup, talepten başkasına veya fazlasına hüküm kurulması mümkün değildir. Öte yandan, HMK yargılamasına hakim olan “teksif” ilkesi uyarınca da, hakimin HMK 140 maddesi uyarınca yapacağı ön incelemede her şeyden önce tarafların uyuştukları ve uyuşmadıkları noktaları belirleyerek, yargılamayı tarafların uyuşamadıkları noktalara hasretmeleri gerekmektedir. Nitekim yerel mahkeme de bu doğrultuda yaptığı yargılama sonucunda doğru bir şekilde davanın kabulüne karar vermiş olup, yerel mahkeme kararının onanması gerekirken, aksi düşünceyle mahkeme kararını bozan Dairemiz çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi