Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7321
Karar No: 2019/2044
Karar Tarihi: 27.02.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/7321 Esas 2019/2044 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2016/7321 E.  ,  2019/2044 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : İstihkak

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    KARAR
    Davacı alacaklı vekili, 25.12.2014 tarihinde yapılan haciz sırasında davalı üçüncü kişi şirket yetkilisi tarafından öne sürülen istihkak iddiasının alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik olduğunu açıklayarak davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı üçüncü kişi vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, borcun doğum tarihinden sonra yapılan ticari işletme devrine yönelik muvazaalı işlemlerin alacaklıya karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
    1-6100 sayılı HMK’nin basit yargılama usulünde “Ön inceleme ve tahkikat” başlıklı 320. maddesi uyarınca; “Mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir. Daha önce karar verilemeyen hâllerde mahkeme, ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında tarafları dinler; daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder.”
    Anılan madde gerekçesinde de söz edildiği üzere basit yargılama usulünde, yazılı yargılama usulünden farklı olarak ön inceleme ve tahkikat işlemleri de basitleştirilmiştir. Bu kapsamda eğer, dosya üzerinden karar verilmesi mümkünse (örneğin, geçici hukuki korumalarda), taraflar duruşmaya çağrılmadan sadece dilekçe ve delilleri dikkate alınarak karar verilebilir.
    Buna göre; HMK"nin 320. maddesinin açık düzenlemesi karşısında mahkeme, basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde, dava şartları yoksa davayı usulden reddedebilir; ilk itirazlar hakkında ya da dilekçelere eklenen deliller yeterli görülürse davanın esası hakkında karar da verebilir. Dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra, tarafların dilekçelerine ekledikleri ya da ilgili yerlerden getirtilmesini istedikleri delillerin toplanması ile mahkemece tarafların iddia ve savunmaları ile delilleri incelenmiş olacaktır. Bu nedenle ön inceleme duruşması yapılmadan dosya üzerinden, mevcut deliller ile dava şartları ve ilk itirazlardan başka, davanın esası hakkında da karar verilmesi mümkündür. Bu şekilde dosya üzerinden karar verildiğinde, taraflara dava ve cevap dilekçesinin tebliği ile bu dilekçelerinde bildirdikleri deliller toplanmış olacağından, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğinden de söz edilemeyecektir.
    Yukarıda açıklandığı üzere, dosya üzerinden karar verilemiyorsa, bu durumda mahkeme ön inceleme yapar. Burada da, mahkeme dava şartları ve ilk itirazların varlığını inceleyerek, hak düşürücü süreler ve zamanaşımı süreleri hakkında tarafları dinler. Bundan sonra hâkim, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit ederek, tarafları sulhe teşvik eder. Tarafların sulh olup olmadıkları; sulh olmamışlarsa anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanağa yazılır ve tutanak hazır bulunanlarca imzalanır. Tahkikat bu tutanağa göre yürütülür (m.320/2).
    Yukarıda belirtilen ön incelemeden sonra mahkeme, tarafların dinlenmesi, delillerin incelenmesi ve tahkikatın yürütülmesi için en fazla iki duruşmada yargılamayı tamamlamak zorundadır ve duruşmaların arası da en fazla bir ay olmalıdır (m.320/3-c.l).
    Basit yargılama usulünde tahkikat tamamlandıktan sonra, yazılı yargılama usulünde olduğu gibi sözlü yargılama için ayrı bir kesit öngörülmemiştir; bunun için ayrıca süre verilmez. Hâkim tahkikatın tamamlandığı duruşmada, tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini belirterek hükmünü tefhim eder (m. 321/1).
    Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.07.2018 tarihli ve E:2017/2-2452 K:2018/1295, 26.03.2014 tarihli ve E:2013/10-777, K:2014/396; 26.06.2013 tarihli ve E:2013/18-18, K:2013/891; 30.04.2014 tarihli ve E:2013/21-1655, K:2014/558 sayılı ilamlarında da aynı hususlar vurgulanmıştır.
    Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında, somut uyuşmazlığın incelenmesinde; mahkemece tensip zaptı düzenlendiği, tensip zaptında; davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu, dava dilekçesi ve eklerinin davalıya HMK"nin 317. maddesi gereğince tebliği, yine bu tutanağın duruşma günü ile birlikte taraflara tebliği ve 11.06.2015 tarihinde ön inceleme duruşmasının yapılacağı hususlarının yer aldığı ancak davalı üçüncü kişi şirket adına çıkarılan duruşma gününü bildirir tebligat içerisine tensip zaptının eklendiğine dair bir açıklama bulunmadığı gibi tebligat üzerinde 11.06.2015 tarihinde ön inceleme duruşmasının icra edileceği hususunun yer almadığı, davalı üçüncü kişi vekilinin yasal süresi içerisinde davaya cevap verdiği, delillerini bildirdiği ancak ön inceleme duruşmasına mazeretsiz olarak katılmadığı anlaşılmıştır.
    Diğer taraftan 11.06.2015 tarihli ön inceleme duruşmasında Mahkemece ticaret sicil kayıtlarının istenmesine bu nedenle ön inceleme duruşmasının 22.10.2015 tarihinde yapılmasına karar verilmiş, yeni ön inceleme duruşma günü davalı üçüncü kişi vekiline tebliğ edilmeden yargılamaya devam olunarak nihai hüküm kurulmuştur.
    Mahkemece yukarıda açıklanan hususlara aykırı olarak, vekil ile temsil olunan davalı tarafa ön inceleme duruşma günü usulüne uygun şekilde bildirilmeden, yokluğunda yargılama yapılıp işin esasına girilerek dolayısıyla savunma hakkı kısıtlanarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davalı üçüncü kişi vekilinin esasa ilişkin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nin 366 ve HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişi vekilinin esasa ilişkin sair temyiz itirazlarının bozma neden ve şekline göre incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 27.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi