Ceza Genel Kurulu 2016/202 E. , 2016/287 K.
"İçtihat Metni"Yargıtay Dairesi : 9. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Uyuşturucu madde ticareti suçundan sanık ..."nın TCK"nun 188/3, 62, 52/2, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis ve 80 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 26.11.2015 gün ve 16837-7276 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesince 26.11.2015 gün ve 16837-7276 sayı ile;
"08.09.2014 tarihinde ele geçen uyuşturucu paketlerinin bulunduğu ikamette oturan ve hakkında uyuşturucu sattığına yönelik ihbar yapılan .... hakkında dava açıldığı ve tefrik kararı verildiği anlaşılmış olup, tefrik edilen dosya derdest ise bu dava ile birleştirilip, hüküm verilmiş ya da kesinleşmiş ise dosyasının getirtilerek bu dosya içine konulup, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi ise12.01.2016 gün ve 36-2 sayı ile;
"...Hakkında uyuşturucu sattığına yönelik ihbar yapılan .... hakkında dava açıldığı ve tefrik kararı verildiği, halen bu dosyanın mahkememizde derdest olduğu, sanık ...."ın yakalamasının yerine getirilmediği, dosyamız sanığı ..."nın tutuklu olduğu ve tefrik öncesi yapılan işlemler sanık ..."nın uyuşturucu madde ticareti yaptığı hususunda mahkememize kanaat hasıl olduğu, ....’ın yakalanıp savunması alınsa bile ... yönünden hiçbir sonuç değiştirmeyeceği gibi zaten ...."ın tefrik edildiği, tefrik hususunun dosyamızda görüldüğü gibi Yargıtay 9. Ceza Dairesi UYAP üzerinden ve mahkememizden ...."ın akıbeti hakkında bilgi alabileceği gibi UYAP"a girerek ...."ın dosyasını her zaman görebileceği, bunun için dosyanın bozulmaması gerektiği, sadece usul ekonomisine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin aykırı davrandığı, dosyaların bu yüzden sürüncemede kaldığı ve adaletin geciktiği hususları dikkate alınarak, Yargıtay bozma ilamına uyulmaması, CMK"nun 307/3. maddesi gereğince direnme kararı verilmesi gerektiği hususunda mahkememize tam bir kanaat hasıl olduğu gibi ...."ın dosyasını bu dosya ile birleştirsek ...."ın yakalamalı olduğu, yakalamasının yerine getirilmediği, ..."nın tutuklu olduğu, ... yönünden artık git gel zulme dönüşeceği hususları da dikkate alınarak mahkememizin direnme karar vermesi gerektiği" şeklindeki gerekçeyle direnerek sanığın önceki hükümde olduğu gibi cezalandırılmasına karar vermiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.02.2016 tarih, 38110 sayı ve "onama" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının tespitine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı değerlendirilmiştir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay"ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Özel Dairece hüküm; eksik araştırma ile hüküm kurulduğundan bahisle bozulmuş, mahalli mahkemece ise; "...Hakkında uyuşturucu sattığına yönelik ihbar yapılan .... hakkında dava açıldığı ve tefrik kararı verildiği, halen bu dosyanın mahkememizde derdest olduğu, sanık ...."ın yakalamasının yerine getirilmediği, dosyamız sanığı ..."nın tutuklu olduğu ve tefrik öncesi yapılan işlemler sanık ..."nın uyuşturucu madde ticareti yaptığı hususunda mahkememize kanaat hasıl olduğu, ....’ın yakalanıp savunması alınsa bile ... yönünden hiçbir sonuç değiştirmeyeceği gibi zaten ...."ın tefrik edildiği, tefrik hususunun dosyamızda görüldüğü gibi Yargıtay 9. Ceza Dairesi UYAP üzerinden ve mahkememizden ...."ın akıbeti hakkında bilgi alabileceği gibi UYAP"a girerek ...."ın dosyasını her zaman görebileceği, bunun için dosyanın bozulmaması gerektiği, sadece usul ekonomisine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin aykırı davrandığı, dosyaların bu yüzden sürüncemede kaldığı ve adaletin geciktiği hususları dikkate alınarak, Yargıtay bozma ilamına uyulmaması, CMK"nun 307/3. maddesi gereğince direnme kararı verilmesi gerektiği hususunda mahkememize tam bir kanaat hasıl olduğu gibi ...."ın dosyasını bu dosya ile birleştirsek ...."ın yakalamalı olduğu, yakalamasının yerine getirilmediği, ..."nın tutuklu olduğu, ... yönünden artık git gel zulme dönüşeceği hususları da dikkate alınarak mahkememizin direnme karar vermesi gerektiği" şeklindeki, önceki mahkûmiyet hükümde yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurulmuştur.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması mümkün olmadığından dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 12.01.2016 gün ve 36-2 sayılı direnme kararı, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılabilmesi amacıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 31.05.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.
.