Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; 
7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun “Bilinen Adreste Tebligat” başlığını taşıyan 10.maddesinde aynen; “Tebligat tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir.” hükmü yer almaktadır.
Tebligat Tüzüğünün 13.maddesinin 1.fıkrasına göre; “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa kendi müracaatı, diğer alakalıların bildirmesi, mevcut vesaik tahkikat veya sair suretlerle bilinen en son adresinde yapılır.”
Postada Tebligat İşlemleri Rehberinin 45. maddesinin ise; “Tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. Muhatabın en son adresi, tebliğ evrakında kayıtlı bulunan adres olabileceği gibi, tebliğ yapacak dağıtıcının araştırma ve soruşturma ile öğrendiği adres de olabilir.” şeklinde hüküm içerdiği görülmektedir.
Yukarıdaki hükümler gereğince, tebliğ yapılmak istenen kişinin bilinen en son adresine tebligatın çıkartılması gerekmektedir. Kıymet takdiri raporu takibin yürütüldüğü Ümraniye İcra Dairesince tebliğ edilmiş olup, bu tebligatın usulsüzlüğü de yine aynı icra dairesinin bağlı olduğu Ümraniye İcra Mahkemesinde ileri sürülebilir. Ancak bu yönde bir başvuru yapıldığı iddia edilmediği için bu husus ihaleyi talimat gereğince gerçekleştiren icra dairesininin bağlı olduğu  Kadıköy İcra  Mahkemesi’nde  ihalenin feshi nedeni olarak öne sürülemez. Ne varki somut olayda;  satış ilanının, Ümraniye 2. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü"nce takip dayanağı ilamı tesis eden Ümraniye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, satış kararı tarihinden yaklaşık iki yıl önce 13.06.2007 tarihinde  bildirilen “Söğütlüçayır, Ç. Sokak No. B. Ç./İ." adresinde Tebligat Kanunu"nun 35.maddesine  göre tebliğ edildiği; şikayetçi vekilinin, müvekkilinin bu adreste oturmadığını, Malatya’da ikamet ettiğini ve anılan adres ile nasıl ilişkilendirildiğini bilmediğini bildirerek tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. 
Taşınmaz  satışlarında,   İİK.nun 127. maddesi gereğince satış  ilanının  bir örneğinin borçluya  tebliği  yasal olarak zorunludur. O halde mahkemece, 22.05.2009 satış kararı tarihi itibarı ile şikayetçi borçlunun böyle bir adresinin bulunup bulunmadığı   Tapu Sicil Müdürlüğü’nden  araştırılmalı  ve  borçluya  satış ilanının  usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği tesbit edildikten sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. 
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 31/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.