12. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/4674 Karar No: 2011/21082
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/4674 Esas 2011/21082 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Malatya 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 13/10/2010 tarihli ve 2010/473-2010/576 numaralı kararı temyiz edilmiş ve İİK'nın 16/2 maddesi uyarınca tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olarak sayılması münhasırdır. Tebligat usulsüz olsa bile muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli sayılır. Borçlu yurtiçi ve yurtdışı adreslerine gönderilen ödeme emri tebligatlarına cevap vermediği için herhangi bir ödeme emri tebliğ edilmemiştir ve icra müdürlüğü işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken, mahkeme kararı isabetsizdir. Karara ilişkin İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uygulanarak bozulmasına karar verilmiştir.
12. Hukuk Dairesi 2011/4674 E. , 2011/21082 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Malatya 1. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 13/10/2010 NUMARASI : 2010/473-2010/576
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusu, icra müdürlüğü’nün, borçlunun takipten haberdar olduğunu bildirdiği hacze ilişkin şikayet tarihi olan 07.06.2010 tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına ilişkin 20.07.2010 tarihli kararının kaldırılmasına yönelik İİK’nun 16/2 maddesine dayanan şikayettir. 7201 Sayılı Kanun"un 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK"nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258 E, 1991/344 K,). Somut olayda borçlunun yurtiçi adresine gönderilen ödeme emri tebligatının “tanınmadığından” bahisle bila tebliğ iade edildiği ve yurtdışı adresine gönderilen tebligatın ise “adresteki kişi zarfı almaktan imtina etmiştir” şerhi verilerek iade edildiği için borçluya herhangi bir ödeme emri tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan yasa hükmünün uygulanarak tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olarak sayılması, ancak bu konuda usulsüz de olsa bir tebligat bulunması haline münhasırdır.Tebligatın usulsüz olması halinde ise tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine ilişkin karar verme yetkisi icra mahkemesi’ne ait olup bu konuda icra müdürlüğünün bir yetkisi bulunmamaktadır. O halde mahkemece; şikayetin kabulü ile icra müdürlüğü işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 31.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.